EMDR Nedir?
EMDR, travma sonrası stres bozukluğunda etkinliği kanıtlanmış, bunun yanında birçok psikiyatrik bozuklukta da hızlı ve etkili tedavi olanağı sağlayan, göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme anlamına gelen, psikodinamik, bilişsel, davranışçı ve danışan merkezli terapi yöntemlerinin farklı özelliklerinden bir arada yararlanan bir tedavi yöntemidir.
Özellikle travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olan EMDR’ın anksiyete bozuklukları, somatoform bozukluklar, dissosiyatif bozukluklar, alkol-madde bağımlılığı gibi durumlarda da etkili olduğuna dair son yıllarda birçok çalışma mevcuttur.
EMDR’da diğer psikoterapi yöntemleri gibi hastanın yaşama uyum sağlamasını kolaylaştırmakta, sorunlarına karşı olumlu başa çıkma yöntemlerini geliştirebilmesine, kendisi ve çevreyle ilgili olumlu algılar kazanmasına ve sağlıklı insan ilişkileri kurabilmesine yardımcı olmaktadır. EMDR’ın farkı bu iyileşmeyi daha hızlı ve daha kısa sürede sağlamasından kaynaklanmaktadır.
EMDR ile birçok hasta ilk seanstan itibaren sıkıntılarının dağıldığını, rahatsızlık veren anı ve duygularının azaldığını, olumsuz duygularının azalarak hayata daha pozitif baktıklarını ifade etmektedir. Sonuç olarak hasta travmatik yaşantıya farklı bir gözle bakabilmekte, olayın anlamı değişmektedir.
EMDR teknik anlamda iki yönlü göz hareketleri ya da ses ve dokunma gibi diğer uyarımları iki yönlü kullanarak yapılan bir bilgi işleme yöntemidir. Göz hareketlerinin uyarılmasıyla bilinçdışı bellekte depolanmış anı, duygu ve duyumlar zihne akmaya başlar. Birbiri ile ilişkili tüm anılar, hedef anıyla bağlantılı olarak harekete geçer ve işlenmeye başlar. Bellek ağları arasında hızlı bağlantılar kurulur. Kayıp veya travmayla ilgili tüm duygu ve beden duyumları hastanın bilincine çıkar. Göz hareketlerinin devamıyla birlikte daha önce farkında olunmayan birçok bağlantı kurulur. Olumsuz duyum ve duygulanımlara karşı duyarsızlık sağlanırken, olayların daha önce unutulmuş hoş kısımları gün yüzüne çıkmaya başlar ve daha olumlu bakış açıları, yeni farkındalıklar kazanılır.
EMDR uygulaması sırasında yüzeysel bir hipnoz, hipnotik telkinler verebilmeyi de sağladığından tedavide kolaylıklar sağlayabilir. Uygulama öncesinde hastanın travmatik yaşantı sonrası geliştirdiği olumsuz biliş saptanmalı, yani üzerine gidilecek hedef belirlenmelidir. Birçok hastada “ben kötüyüm”, “sorumlu benim”, “benden kaynaklandı”, “keşke hiç orada olmasaydım”, “kötü bir şey yaptım”, “ben sevilmeyi hak etmiyorum”, “ben hiçbir şeye layık değilim”, “kendime güvenemiyorum”, “güçsüzüm”, “zayıfım”, “yetersizim”, “güvende değilim”, “tehlikedeyim” gibi sorumluluk ve kontrol alanlarında olumsuz bilişler mevcuttur. Göz hareketleri uygulaması ile anı ile ilgili olumsuz duyumlara duyarsızlık gelişirken, ilerleyen dönemde anı ile ilgili yeni bağlantılar kurulur ve yeni bilişler olur. Yeni bilişler “sorumlu ben değilim”, “ben iyi biriyim”, “ben yeterliyim”, “kararlarıma güvenirim”, “kötü günler geride kaldı”, “artık güvendeyim”, “her şey güzel olarak” gibi olumsuz bilişlerin tam tersidir.
EMDR tedavisinin en büyük etkisi bugünü yaşamak konusundaki başarısızlığı ortadan kaldırmak yani geçmişteki olumsuz yaşantının bugünü bozmasını engellemektir. Bu sayede hastalar acı ve travmalarıyla rahatça yüzleşebilirler. Amaç hiçbir zaman travmayı tamamen silmek değildir ve böyle bir şey mümkün de değildir. Anının verdiği rahatsızlığa duyarsızlık geliştirerek rahatsızlık, kaygı, keder hislerini ortadan kaldırmak hedefimizdir. Bu da daha sağlıklı, olgun ve farklı bir bakış açısı yakalamakla mümkün olur.
Erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğrayan bir genç kızın “mini etek giymek sebebiyle onu ben baştan çıkarmış olmalıyım” diyerek kendini suçlamaktan vazgeçerek bunun kıyafetle olmayacağı, tamamen karşı tarafın kötü niyetinden kaynaklandığına dair gerçekçi ve doğru bir düşünce kazanmasını örnek olarak verebiliriz.
EMDR uygulaması sırasında travmatik anı ve olumsuz yaşantılarla ilgili anılar hedeflenerek göz hareketleri veya ses, dokunma gibi uyaranlarla beynin her iki yarımküresinin sıra ile uyarılması sağlanır. İlk anda anı ile ilgili bedensel duyumların şiddetlendiği ve anksiyetenin arttığı görülse de bir süre sonra anı ile ilgili görüntülerin canlılığı kaybolmaktadır.
Tekrarlanan çalışmalarda terapist anının artık herhangi bir rahatsızlık vermeyene kadar işlenmesini sağlar. EMDR sayesinde hastalar kötü anılarına daha sakin bakabilmekte ve anının yeniden işlenebilmesi kolaylaşmaktadır. Birçok vakada bu işleme ve duyarsızlaşma tek seans içinde tamamlanacak kadar hızlı olabilir.
EMDR tedavisinde olumsuz yaşantıların yeniden işlenerek duyarsızlaşması sağlandıktan sonra, bugünkü tetikleyici yani stresör faktörlerin tedavisi ve son aşamada ise gelecekte karşılaşılabilecek benzer sorunlarla baş edebilme yetisini kazanmaya yönelik terapiler uygulanır.
Travma ile ilgili anılar bellekte farklı bir şekilde depolanmaktadırlar. Bu nedenle günlük, normal anılar gibi kolaylıkla geride bırakılamazlar. Savaş, saldırı, tecavüz, deprem ve sel gibi doğal felaketler, küçük düşme, utanç yaşama, mahcup olma gibi travmatik anılar zihin tarafından kolayca hazmedilememektedir. Travmatik yaşantılara ait anılar üzerinden uzun zaman geçse bile o haliyle kalır, kendiliğinden veya bir hatırlatıcı etkisiyle zaman zaman anımsanır. Bu anımsama o ana ait beden duyumları, duygular, görsel ve işitsel tüm duyumlarla beraberdir. Bir türlü geride bırakılamayan bu kötü anılar anımsandıkları anda kişide değersizlik, yetersizlik, tehlikede olma, sevilmeye layık olmama gibi duygular uyandırır. Bu anılar uygunsuz biçimde depolandıkları için hastanın bugünkü yaşantısını olumsuz olarak etkilemektedirler. Anı ağlarının merkezinde biyolojik olarak depolanan bu deneyimlerin üstesinden bir türlü gelinememekte bu da bireyde yeni durumlar karşısında öfke, korku, kaçınma gibi işlevsel olmayan, duruma uygunsuz, aşırı tepkilere neden olmaktadır. Düğüm olarak isimlendirilen bu anılar yaşandığı anlardaki halleri ile işlenmeden kaldıklarından, diğer sinir ağlarıyla uyum sağlayıcı bağlantılar kuramadıklarından o an hissettirdiği olumsuz bilişleri sürekli taşırlar. EMDR bu düğümü çözmektedir.
Özetlersek, kişilerin şu anda yaşadıkları ruhsal bozuklukların altında geçmiş deneyimlerin yattığını söyleyebiliriz. Birçok insanın benzer sorunları hayatları boyunca tekrar tekrar yaşamalarının sebebi, işlenmemiş travmatik anılardır. Bu anılar işlendiğinde, işlevsel olmayan davranışlar uyum sağlayıcı çözümlere döner. Bu sayede olumlu duygulanım ve davranışlar kazanılır. EMDR, travmatik anılara daha sakin bakabilmeyi, bu sayede duyarsızlaşmayı ve ilgili bilginin işlenmesini sağlayarak terapötik iyileşmeye neden olmaktadır.
Biz de Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak kliniğimizde EMDR uygulamasını özellikle travma sonrası stres bozukluğunda ve diğer uygun vakalarda tercih etmekteyiz.
EMDR Aşamaları:
1- Birinci aşamada hastanın öyküsü alınarak, EMDR için uygunluğu değerlendirilir ve tedavi planlanır. EMDR tedavisi sırasında anımsanan travmatik olaya ait görüntü, ses ve her türlü duyum hastada yoğun sıkıntı yaratabilir. Bu duyumlar bazı hastalar için altından kalkamayacağı kadar korkutucu ve incitici olabilir. EMDR’nin sağladığı hızlı iyileşme ve geçmişteki ağır travmatik anılara hızla ulaşmanın tolere edilmesi zor bir durum olduğu bilinmeli ve hastalar tedaviye iyi hazırlanmalıdır. Özellikle daha önce intihar girişimleri olan, öfke ve dürtü kontrol sorunları olan kişiler EMDR için uygun değildir. Tedavinin planlanmasında hastanın en rahatsız edici on anısını belirtmesi olumsuz bilişleri saptamak ve çalışılacak hedefleri belirlemek açısından önemlidir. 5-15 yaş arası anılar öncelikle hedeflenmeli, 5 yaş öncesi ve ergenlik-erişkinlik dönemi anıları sonra ele alınmalıdır. Fakat tedavi sürecinde bütün rahatsızlık veren anılar, tetikleyiciler ve yetersizlikler değerlendirilmiş olmalıdır.
2- İkinci aşamada EMDR hastaya tanıtılır ve uygulama için izin alınır. Uygulama sırasında en önemli konu hastanın güvenliğidir. Hasta geçmişte yaşanan travmatik anıların yeniden işlenmesi sırasında yoğun bir stres altında kalabilir. Bu yoğun duygu boşalımı ve stres altında hasta öfke, korku, panik gibi tepkiler verebilir. Hatta bu tepkileri kendisine ve başkalarına zarar vermeye kadar gidebilir. Bu nedenle tedavi öncesi hastalara mutlaka gevşeme, rahatlama ve kendini kontrol teknikleri öğretilmelidir.
3- Üçüncü aşamada çalışılacak hedef anı belirlenir. Travmatik anıyı temsil eden resmi (imge) (görüntü) tanımlamak ilk hedeftir. Burada resmin parçalı, bulanık veya net olması terapiste yol gösterici bir özelliktir. Daha sonra kademe kademe hedef anının canlandığı anda danışanda oluşturduğu olumsuz biliş, ulaşılmak istenen olumlu biliş, olumlu bilişin inanılırlık yani geçerlilik düzeyini saptamak, anı ile birlikte gelen duygular, hedef anının verdiği rahatsızlığın öznel düzeyi ve hissedilen rahatsızlığın bedensel duyumlarının (çarpıntı, nefes alamama, ağrı, gerginlik gibi) tanımlanması terapist tarafından değerlendirilir.
4- Dördüncü aşamada göz hareketlerini kullanarak yeniden işleme ve duyarsızlaştırma yapılır. Burada temel prensip göz hareketleri veya diğer iki yönlü uyarımlarla beynin her iki yarım küresini sırayla uyarmaktır. Yatay eksende çoğu kez terapistin parmaklarını veya başka bir nesneyi takip etmeye yönelik göze sağdan sola-soldan sağa hareket yaptırılır. Ortalama 24 harekette bir ara verilerek hastanın duyumları alınır. Hastanın bilince gelen materyali sözel olarak ifade etmesi önemlidir. Burada gelen malzeme önemli-önemsiz ayrımı yapılmadan değerlendirilir. Yatay eksende problem yaşayan veya uyum gösteremeyen hastalara oblik veya dikey eksende de uygulama yapılabilir. Her set arasında danışandan bilişsel, duygusal, bedensel düzeyde yeni malzeme gelmelidir. Yeni malzeme gelmiyorsa terapide bir tıkanıklık mevcuttur. Önce bunun nedenleri araştırılır ve direnç çözülmeye çalışılır.
Göz hareketlerini tolere edemeyen hastalar için her iki kulağa sıra ile ses vererek iki yönlü uyarım sağlamakta mümkündür. Bu amaçla üretilmiş özel EMDR cihazları kullanılabilmektedir. Göz hareketleri ile işleme yapmak, beynin doğal iyileşme becerisini uyarıcı bir işlev görmektedir. Bu aslında REM uykusu denen derin uyku dönemindeki hızlı göz hareketleri ile benzeşmektedir. Bu sebeple EMDR, hastanın kendi kendisini iyileştirme tedavisi olarak da tanımlanabilir. Terapist bu sırada hastayı yönlendirmekte, engelleri ve tıkanıklıkları aşmaya yardımcı olmaktadır. EMDR’da diğer terapi yöntemlerinde olduğu gibi gelen malzemeyi yeniden çerçeveleme ve geri bildirim gibi uygulamalardan uzak durulur.
5- Beşinci aşamada hedeflenen olumlu biliş yani olumlu inancın yerleştirilmesi sağlanır. Hastanın kendisi ile ilgili olumlu düşünebilmesi nihai hedeftir. “güçlüyüm”, “kötü günler geride kaldı”, “başarabilirim”, “kendimi koruyabilirim”, “kendime yeterliyim”, “hayatımı kendim yönlendirebilirim”, “önümde birçok seçenek var” gibi olumlu inançları buna örnek verebiliriz.
6- Altıncı aşamada hedef anı görselleştiğinde bedensel bir duyum ve rahatsızlığın olup olmadığı değerlendirilir. Herhangi bir gerginlik, kasılma, seyirme veya alışılmadık bir bedensel duyum birçok düğümün çözüm noktası olabilir.
7- Son aşama ortalama 90 dakikalık seansın kapanışıdır. Seans sırasında yoğun duygu boşalımından dissosiasyona kadar birçok sıkıntılı durumla karşılaşan danışanın tamamen rahatlatılarak gönderilmesi önemlidir. Hastanın kendini rahatlatabilme tekniklerini öğrenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Terapide uygulanacak hipnozda, yönlendirilmiş imgeleme yoluyla oldukça etkili rahatlama sağlayan bir yöntemdir.
EMDR’nin Etki Mekanizmaları:
1- Bergman’a göre EMDR serebellar işleme merkezini uyararak dorsolateral ve orbitofrontal kortekslerin aktivasyonunu sağlamaktadır. Bunun neticesinde de neokortikal alanlar ve genel semantik ağlardaki travmatik anılar bütünleşmektedir.
2- Denny’e göre EMDR ile oluşan bir uyum refleksi, travmatik anıların oluşturduğu kaotik yapıyı bastırmaktadır. Bunun neticesinde de organizma travmaya başlangıçta verdiği yanıtları vermemektedir.
3- Andrade ve arkadaşlarına göre göz hareketleri ve travmatik anı arasında ikiye bölünen dikkat bireyin travmatik anısına anksiyete yaşamadan bakabilmesini sağlamakta, bu sayede de anı işlenebilmektedir.
4- MacCulloch ve Feldman’a göre EMDR’nin sağladığı gevşeme yanıtı travmatik veya stresör anı ile eşleşmekte ve bu sayede de hasta anısıyla rahatça yüzleşebilmektedir.
5- Deneysel bir çalışmada iki yönlü göz hareketlerinin olumsuz anıların canlılığını ve olumsuz duyguların etkinliğini azalttığı elektrodermal olarak ölçülerek gösterilmiştir.
6- Bir başka çalışmada EMDR’nin beyin sapının REM uykusu üreten mekanizmalarını tetiklediği saptanmıştır. EMDR’nin REM uykusundan daha etkili olmasının sebebi ise EMDR’de danışanın hangi anıyı işlemek istediğine kendisinin karar vermesi ve terapistin desteğidir.
7- Rasolkhani ve Harper, EMDR tedavisi sırasındaki düşük frekanslı uyarımların limbik sistem üzerinde etki yaratarak korku anılarının yatıştırılabildiğini ve değiştirilebildiğini ileri sürmektedir.
8- Bergman’ın son çalışması daha ayrıntılıdır. Ona göre travma belleği beynin sağ yarımküresindedir. İki yönlü uyarım yarım küreler arasında iletişimi sağlayarak, travma materyalinin konuşma ve dil alanlarıyla bütünleşmesini kolaylaştırmaktadır.
Sonuçta talamusun aktive edilmesi travma sırasında bozulan talamo-kortikal bağlantının yeniden kurulmasını sağlamaktadır.
EMDR ile Değiştirilebilen Bazı Bilişler:
EMDR ile travmatik yaşantının bireyde bıraktığı kusurlu olma, yanlış bir şey yapma, güvenlik ve kontrol ile ilgili yanlış bilişler düzeltilebilmektedir. Bunlara bazı örnekler verecek olursak;
*Sevgiyi hak etmiyorum.....Sevgiye Layığım.
*Kötüyüm......İyiyim.
*Değersizim…………………………………Değerli ve saygınım.
*Çirkinim…………………………………….Çekici ve hoş biriyim.
*Ölmeyi hak ediyorum………………….Yaşamayı hak ediyorum.
*Yanlış yaptım……………………………..Dersimi aldım, bir kez daha yapmam.
*Daha iyi yapmalıydım………………….Yapabileceğimin en iyisini yaptım.
*Güvenilmez biriyim…………………….Ben güvenilirim.
*Kendime güvenemem…………………Kendime güvenirim.
*Kendimi koruyamam………………….Kendimi korumama gücüm yeter.
*Tehlikedeyim…………………………Artık bitti, artık güvendeyim.
*Duygularımı açık etmemeliyim……Duygularımı herkese gösterebilirim.
*Kimseyi incitmemeliyim……………Bazı şeylere boş verebilirim.
*Başarısızım, başaramam…………Başarabilirim.
*Yetersizim……………………………Üstesinden gelebilirim.
*Mükemmel olmalıyım………………Hata yapabilirim.
*Kimseye güvenemem………………Kime güveneceğimi bilirim.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği, EMDR Terapisi Antalya.
Antalya EMDR Merkezi, Lara/Muratpaşa.