EMDR

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak tarif edebileceğimiz EMDR yöntemi ile ruhsal sorunlarınızın ve birçok psikosomatik hastalığın üstesinden gelebilirsiniz.

EMDR ile tedavi edilebilen psikolojik ve psikosomatik hastalıklar arasında travma sonrası stres bozukluğunu, kişilik bozukluklarını, panik bozukluğunu, kaygı bozukluklarını, depresyon ve komplike yası, dissosiyasyonu, fobileri, yeme bozukluklarını, cinsel işlev bozukluklarını, davranım bozukluklarını, ağrı bozukluklarını sayabiliriz.

Performans ve sınav kaygınızın, migren gibi ağrılarınızın, özgüven düşüklüğünüzün üstesinden EMDR ile gelebilir, stres ve öfke kontrolünü EMDR ile kazanabilirsiniz.

Dünya üzerinde iki milyonun üzerinde hastada başarı ile kullanılan bir psikolojik tedavi yöntemi olan EMDR’yi (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezimizde tercih edebilirsiniz.

EMDR nasıl yapılır, EMDR nasıl etki eder, EMDR nasıl uygulanır, EMDR’nin yan etkileri var mıdır gibi sorularınızı (www.antalyapsikiyatri.com) ve (www.psikoterapi.pro) web sitelerimizdeki makalelerimizden ayrıntılı okuyabilir, 02423114433 numaralı telefonumuzdan bilgi alabilirsiniz.

EMDR Terapisi:

Psikodinamik ve bilişsel-davranışçı terapi yöntemlerini birlikte harmanlayan, ancak bunlardan daha hızlı sonuca götüren yeni bir psikolojik tedavi yöntemidir EMDR. Amerika Birleşik Devletlerinde psikolog Francine Shapiro tarafından 1987 yılında keşfedilmiş, o günden bugüne binlerce EMDR terapisti tarafından milyonlarca hastada başarı ile kullanılmıştır.

Beynin çift taraflı uyarılması esasına dayanan EMDR tekniğinde görsel, işitsel ve dokunsal stimuluslar kullanılabilir. Shapiro ilk olarak spontane göz hareketlerinden yararlanarak yöntemi geliştirdiğinden, bu yeni tedavi tekniğinin ismi tüm dünyada EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing Therapy), Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak psikiyatri-psikoterapi literatürüne girmiştir. Shapiro, sonraları göz hareketleri haricinde pek çok uyaranın da faydalı olduğunu gördüğünden EMDR’ye yeniden bir isim verecek olsam Yeniden İşleme Terapisi olarak adlandırmak daha doğru olurdu demiştir.

Terapistin parmak hareketlerini danışanın gözleriyle takip etmesi esasına dayanan uygulama tekniğinde, teknolojinin gelişmesiyle kulaklara sırasıyla ses veren ya da karşı ekranda sağlı sollu ışıkların yanıp söndüğü elektronik cihazlar da kullanılır olmuştur.

Nasıl olduğu henüz tam aydınlatılmamış olsa da beynin çift taraflı uyarılmasının beyinde dağınık ve çözümlenmemiş travmatik anıları hızla birleştirme ve yeniden sentezleme olanağı sağladığı görülmektedir. Ancak asıl tedavi bu sırada terapistin uygun psikoterapiyi başarıyla uygulaması ile olacaktır. EMDR tekniği aracı rolünde iken terapistin bilgi ve tecrübesi tedavinizi sağlayacaktır.

EMDR ile şaşırtıcı derecede hızlı sonuçlar alınabilir. Burada terapistin önemi daha da kendini gösterir. Çünkü EMDR seansı sırasında hastanın ve terapistin başlangıçta farkında olmadıkları birçok rahatsız edici, acı ve travmatik anı bilinç düzeyine çıkabilir. Bu esnada hastada yoğun duygu boşalması, öfke, kontrol dışı tepkiler oluşabilir ki, tecrübesiz bir terapist böyle tepkiler karşısında zor durumda kalabilir.

EMDR terapisinin hızlı klinik sonuçlarını açıklayan en geçerli teorilerden biri ‘’adaptif bilgi işleme’’ modelidir. Buna göre; psikopatolojiler rahatsızlık verici olay gerçekleştiği sırada yeterince işlenmeden depolanmış bilgilerden kaynaklanmaktadır. Kötü anının oluştuğu anda şekillenen olumsuz duygu ve inançlar bilinçdışında ham haliyle saklanmakta, hasta güncel bir uyarana geçmiş anılarla bağlantılı şekilde cevap vermektedir. Yani danışan-hasta duygusal ve davranışsal olarak geçmiş rahatsızlık verici olayın etkisindedir.

EMDR terapisinde psikiyatrist-psikoterapist işlevsel olmayan biçimde depolanmış bilgiyi uygun şekilde ele aldığında değişim ve gelişimin önündeki gizli engeller ortadan kalkmakta, psikopatolojiler düzelmeye açık hale gelmektedir. Bu durum vücudun fiziksel yaralanmalara verdiği iyileşme tepkisi ile benzerdir. Nasıl bir yerimiz kesildiğinde yara içinde yabancı bir cisim kalırsa yara enfekte olacak ve iyileşmesi gecikecek, hatta cerrahi bir müdahale gerekecekse, zihinsel süreçlerde de benzer işleyiş söz konusudur. Acı hatıralar normalde iz bırakmadan ruh sağlığı yönünde hareket etmekte iken, bazen sistem travmanın etkisiyle engellenir ya da dengesini kaybeder. Bu andan itibaren psikopatolojiler görülmeye başlar. Bu durumlarda EMDR, yara örneğindeki cerrahi müdahale işlevini görmekte, bilgi işleme mekanizmasının önündeki engeller temizlenerek adaptif bir çözüm ve işlevsel bir bütünlük sağlanmaktadır.

EMDR tedavisinde işitsel, görsel ya da dokunsal uyarılarla beyin çift yönlü uyarıldığında dikkat dış uyaranlara yöneldiğinden bilgi işleme mekanizmasının önündeki savunma kırılmakta, müdahaleye açık hale gelmektedir. Özetle tedavinin klinik odağı bilgi işleme sisteminin aktifleştirilmesidir. Bu sırada terapist travmatik anıya odaklanmayı başarırsa işlevsel olmayan biçimde depolanmış malzeme kolayca işlenebilecektir.

EMDR’nin nasıl etki yaptığını anlamak için bellek ağları kavramını bilmek gerekir. Bellek ağlarını ilgili anıların, düşüncelerin, görüntülerin, duyguların ve duyumların depolandığı ve birbirlerine bağlandıkları kanallar olarak düşünebilirsiniz. EMDR tedavisi bellek ağları üzerinden ilerleyecektir. Terapistiniz EMDR seansı sırasında sizden bir hedefe odaklanmanızı isteyecektir. Bu bir anı, bir kişi, herhangi bir olay ya da bedensel duyumlar, düşünceler gibi algılar olabilir. Bu hedef çözülecek olan düğümdür. Düğüme bağlı işlevsel olmayan şekilde depolanmış tüm malzeme tedavi sırasında yeniden işlenerek temizlenecektir.

EMDR Nasıl Yapılır?

EMDR prosedüründe klasik olarak göz hareketleri, alternatif olarak vurma veya ses ile bilgi işleme sistemi aktifleştirilir. Öncelikle göz hareketlerinden söz edecek olursak;

Tipik olarak, terapist iki parmağını dik, avuç içi danışana bakacak biçimde, danışanın yüzünden 30-35 cm. uzakta tutarak, sağa ve sola yatay hareket ettirir. Yatay el hareketleri danışanın görsel alanında en sağa ve en sola dayanmalıdır. Çapraz, dikey, dairesel ya da sekiz şeklinde göz hareketi setleri de daha az sıklıkla kullanılabilmektedir. Her set ortalama 24 çift yönlü hareketten oluşur.

Dokunsal vuruş tercih edildiğinde, danışanın avuçları dizlerinin üzerinde yukarı bakacak şekilde dururken, terapist bir ya da iki parmağını ritmik olarak bir sağ avuca, bir sol avuca vurur. İşitsel uyarı kullanılmak istendiğinde ise her bir kulağın yanında sıra ile parmak şıklatılır. İşitsel uyarı vermek için kulaklık, dokunsal uyarı için titreşim veren elektrotlar kullanılabilmektedir.

EMDR tedavisinin evreleri:

EMDR tedavisi sekiz temel evreden oluşur. Her bir evre için gereken seans sayısı ve her seanstaki evre sayısı olguya göre değişir.

Evre 1: Danışanın öyküsü alınır ve tedavi planlanır. Bu evrede terapi sırasında işlevsel olmayan bilgi işlenirken danışanda ortaya çıkabilecek yüksek düzeyli rahatsızlıkla danışanın baş edebilme kapasitesi iyi değerlendirilmelidir. Öykü sırasında yeniden işlenmesi gereken spesifik hedefler doğru tespit edilmelidir.

Evre 2: İkinci evre hazırlık evresidir. Danışan ile terapötik bağın kurulması, EMDR teorisi ve prosedürleri hakkında bilgi verilmesi, danışanın endişelerinin ele alınması, rahatlama ve güvenlik ile ilgili konuların aydınlatılması bu evrede yapılır.

Evre 3: Bu evrede hedefin bileşenleri belirlenir ve terapist temel müdahaleyi saptar. Anı belirlendikten sonra hastadan bu anı ile ilgili en çarpıcı, bu anıyı en iyi temsil eden resmi seçmesi istenir. Bu sırada hasta anıyla ilgili işlevsel olmayan ya da uyumsuz bir değerlendirmeyi ortaya koyar. Ben işe yaramazım, değersizim, kötüyüm, sevilecek biri değilim gibi önermeler bunlardandır. Bu negatif algıların ardından 5. evrede çalışılacak olan pozitif kognisyon saptanır. Değersizim yerine değerliyim gibi. Anıdaki resim ve negatif duygu birleştirilir ve hastanın rahatsızlık düzeyini puanlaması istenir.

Evre 4: Duyarsızlaştırma evresidir. SUD ölçeğinde derecesi belirlenen olumsuz duyguya odaklanılır. SUD seviyesi sıfır ya da bire düşene kadar setler tekrarlanır.

Evre 5: Danışanın negatif kognisyon yerine belirlediği pozitif kognisyonun vurgulanması ve güçlendirilmesine çalışılır. Örneğin, çocukken uğradığı taciz karşısında ‘’ben güçsüzüm’’ negatif kognisyonu yerleşen hasta ‘’şimdi kontrol bende’’ pozitif kognisyonunu yerleştirebilir. Pozitif kognisyonun yerleştirilmesi ve güçlendirilmesi EMDR tedavi seanslarının olmazsa olmaz bir parçasıdır.

Evre 6: Beden taramanın yapıldığı bu evrede danışan hedefi ve pozitif kognisyonu aklında tutarken zihinsel olarak tüm vücudunu tarar. Bedensel olarak herhangi bir gerginliğin kalıp kalmadığı araştırılır. Daha önce gizli kalmış gerilim alanlarını ve direnci ortaya çıkaran önemli bir evredir.

Evre7: Yeniden işleme tamamlanmış olsun veya olmasın her seansın sonunda danışan kapama teknikleriyle duygusal bir dengeye geri döndürülür. Bundan dolayı bu evre kapanış evresi olarak isimlendirilir.

Evre 8: Yeniden değerlendirme evresi olan bu evre her seansın başında uygulanır. Danışanın daha önce belirlediği işlenmiş hedeflere erişim sağlanır, tedavi etkilerinin sürdürülüp sürdürülemediğine ilişkin danışanın tepkileri gözden geçirilir.

Standart EMDR protokolü:

Her yeniden işleme seansı belli bir hedefe yöneliktir. Bu amaçla;

1)Patolojinin temelini oluşturan geçmiş deneyimler,

2)Rahatsızlığı tetikleyen ya da uyaran güncel olaylar,

3)Uygun gelecek eylemleri için gerekli düşünce ve davranış kalıpları gözden geçirilir.

Danışanın geçmişiyle ilgili bilgiler alındıktan ve danışanı hazırladıktan sonra klinik tablo değerlendirilerek kişiye özel bir tedavi seansına başlanır. Bu standart prosedür şu şekildedir.

1)Danışanın anıyı temsil eden, çoğunlukla en travmatik bölümünü içeren bir resme ulaşması sağlanır. Böyle bir şey yoksa danışandan sadece olayı düşünmesi istenir.

2)’’Ben’’ ile başlayan ve anıdaki resmi kapsayan kelimeler içeren, altta yatan öz inanç ya da değerlendirmeyi ifade eden olumsuz bir ifade oluşturarak negatif kognisyon bulunur.

3)Terapist danışanın içsel kontrol merkezini kapsayan, arzulanabilir bir pozitif kognisyon yaratır.

4)Ortaya konan olumlu biliş danışan tarafından hislerine göre 1 tamamen yanlış, 7 tamamen doğru olmak üzere puanlanır.

5)Resim ve negatif kognisyon ilişkisi kurulduğunda açığa çıkan rahatsız edici duygunun adı belirlenir.

6)Anı uyarıldığında danışanda ortaya çıkan rahatsızlığın ölçüsü sıfır ile on arasında puanlanır. Buna öznel rahatsızlık ölçeği derecesi denir. Bu psikiyatri literatüründe SUD derecesi olarak isimlendirilir.

7)Rahatsız edici bilgi değerlendirildiğinde fiziksel duyumların nerede hissedildiği belirlenir.

8)SUD derecesini sıfır ya da 1 yapmayı hedefleyerek duyarsızlaştırma işlemine geçilir.

9)Pozitif kognisyon telkin edilir.

10)Danışandan hedef olay ve pozitif kognisyonu aklına getirdiğinde bedensel duyum alıp almadığı sorulur.

11)Mantıklı beklenti, etkinlik ve başarı hissi danışana aşılanarak seans kapatılır.

Hipnoz ve EMDR:

Hipnoz ve EMDR’nin beraber kullanımı tartışmalıdır. Dissosiyatif bozukluk hastalarında hafif transların faydalı olduğunu, bazı olgularda hedef belirlemeye yardımcı olduğunu gösteren olumlu araştırmalar bulunduğu gibi bazı çalışmalar hipnozun bilginin doğru bir şekilde işlenmesini engellediğini de göstermektedir. Özetle hipnoz ve EMDR’nin aynı anda kullanımıyla ilgili kesinleşmiş bilgi bulunmamaktadır.

EMDR hangi rahatsızlıklarda kullanılır?

1)EMDR’nin ilk kullanım alanı travma sonrası stres bozukluğudur. Buradan çıkışla cinsel, fiziksel ve psikolojik tüm travmalarda etkili olduğunu söyleyebiliriz. Depremler, heyelanlar, sel baskınları gibi tüm doğal afetlerden kaynaklanan ruhsal sorunlarda da EMDR çok iyi sonuçlar verir.

2)Aldatma, aldatılma, terk edilme, sevgili veya eşten ayrılma gibi ilişki problemlerinden kaynaklanan psikolojik sorunlarda kullanılabilir.

3)Uzun süren, patolojik yas durumlarında etkili bir tedavi yöntemidir.

4)Kişilik bozuklukları, kaygı bozuklukları, depresyon, yeme bozuklukları, fobiler, cinsel işlev bozuklukları, beden algısı bozukluğu gibi psikiyatrik bozuklukların tedavisinde EMDR’den yararlanılabilir.

5)Baş ağrısı, fibromiyaljiler, migren gibi psikosomatik hastalıklarda EMDR kullanılabilir.

6)Öfke kontrolü, stres yönetimi, özgüven kazanımı, sınav kaygısının giderilmesi ve performans artımı gibi kişisel gelişim amaçlı EMDR terapisi yapılabilir.

7)Kilo sorunu ile mücadelede, bağımlılık tedavilerinde EMDR’den yararlanılabilir.

Çocuklarda EMDR:

Travmaya uğramış çocuklarda travmanın psikolojik ve fiziksel belirtilerinin giderilmesinde EMDR ile çok başarılı sonuçlara imza atılmıştır. Çocuklarla çalışırken güvenli bir psikolojik ortam sağlanması birinci derecede önemlidir. Ebeveynin çocuğun yanında kalıp kalmamasının kararını psikiyatrist/psikoterapist iyi vermelidir. EMDR’yi çocuğun diliyle anlatmak başarıyı arttıracaktır. Oyuncaklarla oynayarak, resim ve çizim yaptırarak, kum havuzu/oyun hamuru gibi malzemeler kullanarak hedefleri saptamak ve EMDR prosedürünü uygulamak oldukça etkili olacaktır.

EMDR terapisinin yan etkileri:

Seans sırasında danışan ağlama ve öfke nöbeti gibi yoğun bir duygulanım ve bedensel his yaşayabilir. Bazen terapi seansı dışında da beynin bilgi işleme süreci devam eder, olayla ilgili yeni görüntüler zihinde canlanabilir, rüyada karşımıza çıkabilir. Yetkin bir terapist zaten sizi önceden bu gibi durumlara hazırlayacak, ne yapmanızı öğretecektir. Sonuç olarak ciddi bir yan etki olmayacaktır.

Özetle; EMDR’nin deneyimli ve psikoterapiye hakim ellerde hızlı ve etkin bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz. Her bir travmatik anı 1-3 EMDR seansı içinde sindirilip, çözümlenmekte, rahatsızlık odağı olmaktan çıkabilmektedir.