Ergen Duygularının Genel Özellikleri
Ergenlik dönemi duygusal çalkantıların en yoğun olduğu dönemdir. Çocuklar öfke, kızgınlık, sevinç gibi duygularını açıkça ve anında ifade ederlerken, ergenler duygularını saklamayı ve maskelemeyi seçerler.
Kızlarda duygusal olgunluk erkeklere göre daha erken gelişir. Ergenlik dönemiyle başlayan hızlı vücut gelişimi ve yoğun hormonal aktivite duygulanımda, tutum ve davranışlarda belirgin farklara sebep olmaktadır.
1)Ergenlik döneminde bir duygu patlaması yaşanır. Üzüntü, sevinç, öfke, korku duyguları yoğunlaşır. Olumsuz duygular ağır basarken, ergen bu duyguları aşırı mimikler, el, kol hareketleri, bağırma gibi sözlü veya sözsüz ifade edebilir. Karşı cinse yönelik duyguların kâğıda döküldüğü şiir yazma, öykü yazma, günlük tutma gibi tutumlar sıktır.
2)Ergenler duygulanımda istikrarsızlık yaşar ve duygusal durumları hızlı değişim gösterir. Ergen aynı olaya bir gün ara ile farklı tepkiler verebilir. Neşeli ve mutlu bir durumdan mutsuz, çökkün bir duruma aniden geçebilir.
3)Ergenlikte cinsel içerikli beğenme ve beğenilme arzusu temel heyecan noktalarındandır. Ergenliğin başlarında karşı cinsle grup halinde birlikte olma isteği ön plandayken, son dönemlerinde karşı cinsten özel bireylere yönelmiş romantik duygular beslenir ve kendi özellerini yaşamak isterler.
4)Ergenler çıplak görünmekten hoşlanmazlar. Genel olarak vücutlarından memnun olmayıp, vücutlarını saklama eğilimindedirler. Burada hızlı vücut gelişmesine bağlı orantısız vücut görünümü temel faktördür. Bu dönemde aşırı baskıcı bir yetiştirme tarzı kalıcı bir çekingenlik ve mahcubiyet duygusu bırakabilir.
5)Ergenlerde aşırı hayal kurma aktivitesi vardır. Duygulanımdaki artış hayal yoğunluk ve niteliğini de değiştirir. Geleceğe yönelik tasarılardan karşı cinse yönelik düşüncelere kadar geniş bir yelpazeye dağılır. Hayal yaratıcı düşünceyi beslediği sürece itici bir güç olarak olumludur. Hayal hiçbir zaman bir sığınma ve gerçekleştirilmemiş istekleri telafi etme aracı olarak kullanılmamalıdır. Hayal ergeni gerçeklerden uzaklaştırmamalıdır.
6)Ergenlerde genel bir tedirginlik ve huzursuzluk hissi vardır. Burada fiziksel, biyolojik ve cinsel gelişmenin getirdiği hızlı değişime ayak uydurmada zorluk, sosyal ilişkilerdeki aksamalar veya herhangi bir isteğinin engellenmesi gibi nedenler rol oynayabilir.
7)Ergenler genellikle yalnız kalma isteği duyarlar. Aile ve akraba çevresinden, bazen arkadaşlarından da ayrı kalıp iç muhasebelerini yaparlar.
8)Ergenler zaman zaman çalışmaya isteksizlik duyar, adeta hareket etmeye üşenirler. Burada vücut enerjisinin büyümeye saklandığı teorisi söylenmektedir.
9)Ergenlerde heyecanlarına hakim olma ve duygu kontrolü zordur. Kızarma, korku, kaygı yoğun yaşanır. Ergen bu durumun başkaları tarafından aciz, güvensiz, korkak gibi algılanacağı düşüncelerini bırakamazsa durum kronikleşebilir.
10)Sosyal gelişme, kişinin içinde yaşadığı toplum tarafından kabul edilebilir biçimde davranmayı öğrenme sürecidir. Ben merkezli bebekten bir ömür boyu gelişip ilerleyecek toplumsallaşmaya geçiş söz konusudur. Anne-baba tarafından sevgi, bakım, beslenme ile atılan temel güven duygusu ergenlik döneminde aile içi sosyal deneyimler ile pekişir. Sosyal gelişim düzenli bir süreç değildir. Özellikle ergenlerde hızlı bir gelişmenin ardından sosyal bir duraklama görülebilir. Bu durum anne-baba ve öğretmenler tarafından iyi bilinmeli ve ergen üzerinde cesaret kırıcı algılara sebebiyet verilmemelidir. Demokratik, eşitlikçi, baskıcı ve otoriter olmayan, aşırı koruyucu ve kollayıcılıktan uzak tutumlarla yetişen çocuklar kendilerine daha güvenli ve sosyal olmaktadırlar.
11)Ergenler ebeveynleriyle sıklıkla şu konularda çatışmaya girmektedirler;
-Sık eleştirilmek
-Sağlık durumlarının sık sorgulanması
-Temizlik konusunda uyarılmaları
-Bir konunun çok uzatılması
-Aşırı nasihat verilmesi
-Üstlerine çok düşülmesi
-Anne-babanın kendisini anlamaması
-Azarlanmak
-Eve geç gelme ve arkadaşlarıyla yalnız kalma sürelerinin sorun edilmesi
-Anne-babanın çocukla ilgili her şeyi öğrenmek istemesi
-Derslerinin sıklıkla söz konusu edilip, ders çalışmaya aşırı teşvik edilmesi
-Anne-babanın çocuğun yanında tartışması
-Ailenin baskıcı tutumu