Hipnozda Bilinçdışının Yeri ve Önemi
Tıbbi hipnoz ve hipnoterapi, birçok psikiyatrik ve psikolojik rahatsızlığın tedavisinde kullandığımız, tedaviyi hızlandırıcı ve psikoterapiye destek olan bir yöntemdir.
Birçok insanda bilinçdışındaki “yetersizlik” temel inancı, psikolojik sorunların altında yatan ana faktördür. Tıbbi hipnoz ve hipnoterapiyi anlamak, hipnoz ve hipnoterapinin tedavi edici etkisini çözebilmek için bilinçdışını, bilinçaltının işlevlerini iyi bilmek gerekir.
Emir alıp, uygulayıcı bir hizmetkar olarak tasarlanan bilinç dışı maalesef çoğu kez idareyi ele alıp, yaşamlarımızı yönetir hale gelmektedir. Bilinç ile bilinçdışı arasındaki uyumsuzluk ve çatışma ise psikolojik sorunlara yol açmaktadır.
Bebeklikten itibaren öğrendiğimiz, yaşadığımız, hissettiğimiz her şeyi gerektiğinde bilincin hizmetine sunmak üzere depolayan bilinçaltı (bilinçdışı) çok büyük bir hard disktir. Burada hiçbir şey silinmez. Yerleşik bilgilerinden yararlanarak bilince pratik çözümler sunar. Maalesef bu çözümler bazen eski anıların kötü etkileriyle psikolojik sorunlar yaratır.
İç organlarımızın istemsiz faaliyetleri de bilinçdışının (bilinçaltı) kontrolündedir. Asabi hipertansiyon, stres ülserleri, irritabl barsak sendromu gibi fonksiyonel barsak hastalıklarında rolü olan kaygı, stres, gerginlik, bazı kişilik özelliklerinin etkileri bu kontrol nedeniyle ortaya çıkar. Bu hastalıklar tıpta psikosomatik hastalıklar grubuna girer.
Bilinçdışındaki duygular zihnimizi kontrol eder. Bu da otomatik olarak davranışlarımıza yansır. Bilinçdışının doğruyla yanlışı ayırma yeteneği yoktur. Çocukluk döneminde algıladığınız kötü bir duygu bilinçli iradenizi tüm yaşamınız boyunca etkileyecektir. Reddedilme, beğenilmeme gibi duygular yetişkin yaşamda pek çok psikolojik sorunda baş rolü oynayacaktır.
Bilinçdışı, hayallerin üretim merkezi olup hayallerimiz doğrultusunda yaşarız. Biz farkında olmasak da hayallerimiz bilinçaltında çalışır. Olumlu, olumsuz, yaratıcı hayallerimiz ya da hayal yoksunluğumuz psikolojik durumumuzu doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Sevilmediğinize, başarısız olduğunuza dair bilinçdışı hayalleriniz elinizi, kolunuzu bağlayacak, potansiyelinizi kısıtlayacak, duygusal ilişkilerinizde sorunlar yaratacaktır.
Alışkanlıklarımız bilinçdışının eseri olup, bilinçdışı, alışkanlıkları korumakta çok ısrarcıdır. Yürümek, otomobil kullanmak, konuşmak, yutmak, nefes alıp vermek gibi motor fonksiyona dayalı bir çok eylemi nasıl hiç düşünmeden otomatik olarak yapıyorsak duygu, düşünce ve davranışlarımız da otomatikleşmiştir. Yaptığınız yemeğin beğenilmemesi sizin iyi yemek yapmadığınızı ya da kişisel olarak sevilmediğinizi, beğenilmediğinizi göstermez. Fakat bilinçdışınızda yerleşik bir inanç, küçük bir onaylanmama durumunda otomatik olarak siz de sevilmeme, beğenilmeme, reddedilme duygusu yaratabilir.
Bilinçdışında büyük bir iç enerji vardır. Bu enerji bir hedefe yönlenmek durumundadır. Fakat bilinçdışı düşünmeden hareket edecek, düşünceleriniz doğrultusunda otomatik yanıtlar oluşturacaktır. Psikolojik yönden sağlıklı olmak, bilinci yönetici atayarak bilinçdışını yönetmek, yerleşik yanlış inançları pozitif yönde yeniden formatlamaktan geçer. Bu amaçla korku, suçluluk, öfke, değersizlik, yetersizlik, başarısızlık gibi duyguların bilinçaltı enerjiyi köreltmesine, tüketmesine imkan vermemeli, bilincimizi patron, yönetici durumuna getirmeliyiz. Bilinçdışınıza, bilinçten doğru emir verebilirseniz, aldığı iyi rehberlikle bilinçdışı başarı, mutluluk, iç huzuru doğrultusunda tüm enerjisini hizmetinize sunacak, önünüzde engel olmaktan çıkacaktır. Bu noktada hipnoz, hipnoterapi, tıbbi hipnoz ve psikoterapi tedavi edici rolü oynayacak, bilinçli iradenizle bilinçdışınızı yönetir hale geleceksiniz.
Hipnozu anlamak için zihnin çalışma prensiplerini de bilmek gerekir. Duygusal algılar daima bilinçdışında saklanır ve vücut fonksiyonlarını etkileyerek bedensel tepkilere neden olur. Bedensel bir tepkiyi değiştirmek için bilinçaltındaki duyguyu değiştirmek gerekir. Yani baş ağrısı, asabi tansiyon, stres ülserleri gibi birçok hastalıkta bilinçdışında yatan kötü duyguların uyardığı adrenalin, kortizol gibi hormonlar rol oynar.
Korktuğumuz şeyler çoğu kez başımıza gelir. Zihnimizde hayal ettiğimiz olumlu ya da olumsuz her şeye beyin ve sinir sistemi tepki verir. Bilinçdışımız resmedilen hayali gerçekleştirmek için çabalar ve bu gerçek yaşama yansır. Sürekli şikâyet eden, kötü beklentilere odaklanan, şanssızlıktan yakınan biri bilinçaltının yönlendirmesiyle farkında olmadan olumsuz adımlar atacak, bu da onun kötü beklentilerinin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Hayal ile mantık çatışmasında hayal her zaman üstün gelir. Hipnozda hayal gücünün etkisinden yararlanmak tedavide çok iyi sonuçlar verir. Psikolojik soruna yol açan temel sebep hipnoz sırasında hayal ile etkisiz hale getirilebilir.
Çelişkili fikirler bilinçdışında tutulduğunda çatışma yaratacak ve bu iç huzuru bozarak psikolojik sorunlara zemin hazırlayacaktır. Ahlaki olarak dürüstlüğü ilke edinmiş biri bürokratik bir makamda oturmak uğruna, koltuğunu kaybetmemek için siyasetçilerin her türlü haksız isteklerini uygulayabilir. Birbiriyle çelişen bu iki durumun çatışma yaratmaması, iç huzuru bozmaması mümkün değildir. Kişi burada çocuklarımın geleceği her şeyden önemli, benim makamım için can atan yüzlerce kişi var, ben yine de dürüstüm diyerek kendini kandıracak ya da dürüstlüğü gerçek ve samimi olarak içselleştirdiyse uygunsuz talepleri karşılamayacak, gereğinde koltuğu boşaltacaktır. Özetle bilinçdışı ile bilinç arasında çelişkili ve uyumsuz bir fikir ruhsal çatışma yaratır. Bu da eninde sonunda fiziksel bir rahatsızlığa yol açar.
Zihnimize yerleşen bir fikri, bilinçdışı olabildiğince tutmak ister. Bu da önce sabit fikirleri, sonra da alışkanlıkları oluşturur. Bir birey sağlıklı olmadığını bilmesine rağmen, sigarayı sevmesinden dolayı yemek sonrası sigaranın sinirlerini gevşettiği ve kilo almasını engellediği fikrini saplantı haline getirebilir. Bunun yanlış olduğunu bir sürü örnekle gösterip, kanıtlasanız bile değişime büyük bir dirençle karşı koyacaktır. Hipnoz, tıbbi hipnoz ve hipnoterapi ile bilinçdışındaki sabit fikirleri süratle değiştirmek mümkündür.
Güçsüz irade değil, güçlü bilinçdışı söz konusudur. Bilinçdışına yavaş ve sakin olarak inmek gerekir. Gözünüze uyku girmeyen bir gece bilinçli iradenizle uyumaya kendinizi zorladıkça uykunuzun daha da kaçtığını görmüşsünüzdür. Farklı bir zihinsel duruma geçip, uykuyu aklınızdan çıkarıp başka şeylere yoğunlaştığınızda ise uyumanız kolaylaşacaktır. Hipnozda da böyle bir etki söz konusudur.
Bilinçdışının ilk telkini alması hipnozda çok önemlidir. Bununla bağlantılı diğer telkinler daha kolay alınacaktır. Tıbbi hipnoz ve hipnoterapide bu durum tedavi için kritik bir noktadır.
Hipnozu anlamak, hipnozun faydalarını değerlendirebilmek için zihin, zihin bölümleri, bilinç, bilinçaltı (bilinçdışı) kavramlarını iyi bilmeliyiz.
Zihinsel işlevler dediğimiz duygu, düşünce ve davranışlar zihnin bütününü oluşturur. Zihinin analitik, yorumlayıcı, mantık yürütücü, karar verici kısmı bilinç olarak adlandırılır. Fakat bilincin büyük kısmı bilinçdışının etkisindedir. Örneğin, karnınız acıktı ve bu ihtiyacı gidermek için bilinçli irademizle yemek yemeyi ve bunu bir restoranda yapmayı planladınız. Büyük olasılıkla daha önce gidip beğendiğiniz ya da arkadaşlarınızın övgüyle bahsettiği, 2-3 aydır herkesin dilinde olan ve merak ettiğiniz bir mekanı seçeceksiniz. Yemeklerden de daha önce yediğiniz, sevdiğiniz veya televizyonda, internette sık duyduğunuz, bazı arkadaşlarınızın da yediğini söylediği bir yemeği tercih edeceksiniz. Çoğumuz listede dikkatinizi çekse de duymadığınız, bilmediğiniz bir yemeği tercih etmeyecek. Seçimlerimizi acaba özgür irade ve bilinçli tercihimizle mi yaptık, yoksa bilinçdışımızda yerleşik bazı bilgiler mi rol oynadı? Görüldüğü üzere bilinçli olduğunu sandığımız seçimlerimiz bilinçdışının etkisi ve denetimi altında.
İlişkilerinizde bir türlü doğru erkek ya da kadını bulamıyorsunuz. Geriye dönüp baktığınızda farklı özellikler aradığınızı düşünmenize rağmen hep aynı patolojiye sahip partnerleri seçtiğinizi görmeniz kuvvetle muhtemel. Bilinçli tercih mi? bilinçdışının etkisi mi?
Bireyler çoğu kez bilinçli davrandıklarını, özgür irade ile seçimlerini yaptıklarını zannetse de bilinçdışının yönlendirmelerini fark edemeyecektir. Bilinçdışı etkileri, bilinçdışı çatışmaları, hipnoz, hipnoterapi ve psikoterapi ile çözmek mümkündür. Hipnozun faydası bilinçdışının kapılarını açmaktaki hızıdır.
Bilinçle bilinçaltı arasında kritik bir eşik vardır. Bu eşik aşıldığında bilgi doğrudan bilinçaltına gider, bilinçdışında depolanır. Kişi hipnotik durumda verilen bilgiyi eleştirmeden, yargılamadan kabul eder. Amacımız hipnozla transa sokup hipnotik durum yaratmak, bilinci baypas ederek bilinçdışına yeni bilgi yerleştirmektir. Bu tıbbi tedavi olarak kullanıldığında hipnoterapi adını alır.
Ani şaşırtma hareketleri ile hipnotik durum yaratılabilir. Bunu hipnozda sıklıkla kullanıyoruz. Heyecanlanmak, hüzünlenmek gibi duygusal durumlar da hipnotik durum yaratabilir. Reklamlarda, propaganda faaliyetlerinde, siyasi mitinglerde vs. hipnotik durum yaratarak bireylerin bilinçdışlarına bazı bilgiler yerleştirmek mümkündür ve günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Hipnoz oldu demek için verilen bir telkin kabul edilmiş olmalıdır. Ne kadar derin bir trans hali yaşanmış, çok iyi bir hipnotik durum yaratılmış olsa bile telkin bilinçaltı tarafından kabul edilmemişse hipnoz oldu diyemeyiz.
Bilinçdışı alışkanlıkların, inançların, davranış kalıplarının, kaygıların, korkuların, geçmiş deneyimlerin, duyguların kaydedilip depolandığı bir yerdir.
Herhangi bir kanıtı olamasa, elle tutulur bir yanı bulunmasa da inandığımız ve doğru kabul ettiğimiz tüm bilgi inançlarımızı oluşturur. Hiçbir dayanağı olmasa bile inançlarımız davranışlarımızı yöneten ana unsurdur. Hipnoz ve hipnoterapi ile bilinçdışından bizi yönlendiren inançlarımızı hızlı bir şekilde değiştirme şansı buluruz.
Psikoterapi Antalya, Antalya Psikiyatri Merkezi, Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan.