Benlik Durumları
Kişisel roller olarak da isimlendirilen benlik durumları üçe ayrılır. Kişilerarası etkileşimi bu üç benlik durumu yönlendirir.
1)Yetişkin benlik
2)Ana-baba benlik
3)Çocuk benlik
Anne-baba benlik durumu:
Kişiliğin, ebeveyn rolüne girerek diğerlerine nasıl davranmaları konusunda öğüt ve emirler veren kısmıdır.
Anne-baba benlik durumunda da koruyucu ve eleştirici benlikler söz konusudur. Birey, koruyucu anne-baba olarak davrandığında, karşıdaki kim ve kaç yaşında olursa olsun, onun sağlığını ve çıkarlarını korumaya yönelir. “Terliğini giymeden balkona çıkma”, “tabaktaki yemeğini bitir”, “saçını kurutmadan sokağa çıkma”, “terli terli su içme”, “ne derlerse desinler, sen onlara aldırma” gibi mesajlar fedakârlık, başkaları için bir şeyler yapma arzusundan kaynaklanır ki, burada koruyucu anne-baba rolü etkendir.
Eleştirici anne-baba olarak davranıldığında ise toplumsal kural ve değerler korunmaya çalışılır, uymayanlar eleştirilir ve uyarılır, gereğinde cezalandırmaya gidilir. Burada içinde yaşanılan toplumun kültürünü gelecek kuşaklara aktarma hedeflenir. Birey, toplumsal değerleri korumaya çalışırken en çok anne babasının izinden gider. Onlardan öğrendiklerini yeni nesle aktarmak ister. “Büyüklerin yanında lafa karışma”, “öyle oturma”, “bir kez daha akşam geç kalırsan fena yaparım”, “yalan söylersen döverim” gibi mesajlar eleştirici anne baba benlik durumundan kaynaklanır.
Bu mesajlar anne-babadan çocuğa aktarılan mesajlar gibi algılanmamalıdır. Günlük yaşamda, tanıdık ya da tanımadık birileriyle iletişimde bu rollere gireriz. Karşımızdakine “sigara içme, sigara sağlığa zararlıdır, ciğerlerini mahvedeceksin” dediğimizde, koruyucu ve eleştirici anne-baba benlik durumu devrededir.
Karşımızdakilerden, anne-baba benlik durumundan kaynaklanan mesajlar almanın yanısıra kendi içimizden de “tembellik yapma”, “uykunu iyi al”, “derli toplu ol”, “tutumlu ol” gibi uyarıları sık sık hissederiz. Bunlara aykırı davrandığımızda bir huzursuzluk hisseder, tedirgin oluruz. Bunlar kendi içimizdeki anne-baba benliğin sesidir. Kim tarafından, nasıl ve nerede öğretilip, öğrendiğimizi bilemediğimiz, kendimiz ve çevremiz için doğru kabul ederek benimsediğimiz mesajlar, doğru ve geliştirici olabildikleri gibi yanlış ya da gelişimi kısıtlayıcı da olabilir.
Gelenek ve görenekler anne-baba benlik durumu sayesinde korunur ve gelecek kuşaklara aktarılır. Bunların olumsuz yanları öğrenmelerine engel olur, mevcut bilgi birikiminden yararlanmayı sağlar.
Çocuk benlik durumu:
Çocuk benlik durumu, somut bakış açısıyla kişiliğimizin çocuksu, bebeksi ya da gelişmemiş yanı gibi algılanmamalıdır. Hangi yaşta, hangi cinste, hangi eğitim seviyesinde, hangi sosyokültürel yapıda olursa olsun her bireyin bir çocuk benlik durumu vardır ve bunu yeri geldikçe sergilemelidir.
İçimizdeki çocuk, doğal çocuk, uslu çocuk ve yaramaz/asi çocuk olarak üç çeşittir.
Doğal çocuk, kişiliğin eğitilmemiş yanıdır. Bireyin fiziksel ihtiyaçlarını gözetir ve içinden geldiği gibi davranır. Yemeğe gelen misafire kremalı pastadan az alın, pasta bana kalsın diyen, ya da benim uykum gelmişti, siz de nereden çıktınız şimdi diyen çocuk, doğal çocuk benlik durumundadır. Hangi yaşta olursak olalım ağzımıza yüzümüze bulaştıra bulaştıra pamuk şeker yeme isteğimiz ya da canım böyle istiyor gibi diretmemiz içimizdeki doğal çocuktan gelmektedir.
Uslu çocuk davranışında ise otoriteye boyun eğme, otoritenin istediği gibi davranma söz konusudur. “Tamam, efendim, peki efendim, siz nasıl isterseniz öyle olsun” mesajları uslu çocuk benliğin yansımalarıdır.
Asi yaramaz çocuk davranışında otoritenin isteğine zıt davranma söz konusudur.” Sana inat dediğinin tersini yapacağım” söylemi asi çocuk mesajıdır.
Doğal çocuk, otoriteye bakmaksızın kendi istediği gibi davranırken, asi çocuk otoritenin isteğine zıt davranış sergiler. Uslu çocuk ise kendi isteğini göz ardı ederek otoriteye uygun davranır. Futbol oynadıktan sonra terli terli eve gelerek, hararet içinde soğuk su içmek doğal çocuk davranışıdır. Su içme hasretiyle yanarken annesinin dur komutuyla suyu içmekten vazgeçen çocuk itaatkâr davranarak uslu çocuk davranışı sergilemiş olur. Terli terli su içtiğinde hastalandığını görmüş ve öğrenmiş çocuk, temkinli davranıp acele etmemeye niyetlenirken, annesinin soğuk su içme ikazını duyunca, inadına tersini yapma gereksinimi duyuyorsa, asi çocuk davranışı sergilemiş olur.
Doğal çocuk bağımsız iken, uslu ve asi çocuk bağımlıdır. Akla ilk anda asi çocuğun nasıl bağımlı olduğu sorusu gelir. Sanki asıl bağımsız, asi çocuk olmalıdır. Ama asi çocuk otoritenin istediğinin zıddını yapmaya bağımlıdır. Annesiyle inatlaşarak yemeğini yememekte ısrar eden asi çocuğa, yemeğini yemeden de kalkabilirsin dediğinizde büyük olasılıkla yemeğini bitirmeye gayret edecektir. Bağımsız gibi görünen asi çocuk dolaylı olarak otoriteye bağımlı davranmış olacaktır.
Yetişkin benlik durumu:
Yetişkin benlik durumu kişiliğin akılcı, gerçekçi yanıdır. Toplumsal kurallarla kişisel ihtiyaçlarımız arasında denge unsurudur. Algılama, bellekte depolama, veri işleme gibi bilişsel etkinlikler yetişkin benliğin fonksiyonlarıdır. Hız sınırının 120 kilometre olduğu bir otoyolda 250 kilometrelik bir mesafenin en iyi şartlarda 2 saatten erken alınamayacağını hesaplamak ve planlarını buna göre yapmak yetişkin benliğin işlevidir.
Yargılayıcı ya da duygusal olmadan, doğru ya da sempatik görünme zorunluluğu hissetmeden aklımızın gereğini yapmak, yetişkin benlik sayesinde gerçekleşir.
Çocuk ve yetişkin benlik uyum içinde çalıştığında yaratıcılık en üst seviyeye gelir. Eğitilmemiş bir akıl, çocuk benliğin yalın spontanlığıyla tam işlevsellik gösteremez.
Kişilerarası etkileşimde benlik durumlarının rolü:
Sağlıklı bir ruh hali için, üç benlik durumu yerine ve zamanına göre kullanılmalıdır.
Her insanda anne-baba, yetişkin ve çocuk benlik durumları farklı düzeylerde gelişmiştir. Bazılarında anne baba, bazılarında çocuk benlik ağır basabilir. Yetişkin benlik ise her iki benlik durumunu orta noktada buluşturup uzlaştırmak ve koordine etmekte kullanılır.
Örneğin, karnınız zil çalarken ve elinizdeki sıcak simidi iştahla yemek isterken karşınızdan gelen ve simidinize yutkunarak bakan, aç olduğu her halinden belli çocuğu ele alalım. Çocuk benlik durumunuz simidi ye gitsin derken, anne-baba yanınız sen yeme, çocuğa ver diyecektir. Kendi açlığınızı bastırmakla, simidi çocuğa yedirme arasında çelişki yaşamanız doğaldır. O an ikinci bir simit alıp çocuğa verme imkânınız yoksa simitten bir parça koparıp çocuğa vererek, kendinizin ve onun ihtiyacını gidermek en doğru yol olabilir. Bunu sağlayan ise yetişkin benliğinizdir. Simitten ne kadar vereceğiniz ise çocuk ve anne-baba benlik durumlarınızın gelişmişlik durumları ile ilgilidir. Çocuk benliğiniz ağır bastıkça karşı tarafa vereceğiniz lokma küçülecektir.
Bir başka örnekte ise yol kenarında otomobil yıkadığınızı düşünelim. Arabayı köpükle silerken yoldan geçen biri arka sokakta bir adres soruyor olsun. Şu anda hiç müsait değilim diyerek ilgilenmemeniz çocuk benlik dışa vurumu iken, adresi tarif etmeniz yetişkin benlik, araba yıkamaya ara vererek kişiyi sorulan adrese kadar götürmeniz anne-baba benlik işlevidir.
Yetişkin benlik iç ve dış uyarıcıları sentezleyerek hangi benlik durumundan nasıl bir yanıt verileceğini ayarlayan bir düzenleyicidir. Her üç benlik durumu da zaman zaman öne çıkabilir. Örneğin, o gece sizde kalan 7 yaşındaki yeğeninizin karanlıktan korktuğunu ve yalnız uyuyamadığını fark etiniz. Karanlıktan korkmanın mantıklı olmadığını, sizin yan odada bulunduğunuzu belirten bir açıklama yetişkin benlik mesajıdır. Çocuğu sakinleştirmek için tüm gece onun yanında kalmanız anne-baba benlik işlevidir. Bu yaşta karanlıktan korkulur mu, sen koca adam oldun gibi bir yaklaşım ise çocuk benlikten kaynaklanır. En doğru yaklaşım ise koruyucu ana baba tavrıyla bir müddet çocuğun yanında kalarak onu sakinleştirmek, yetişkin tavrıyla korkusunun gerçekçi olmadığını anlatmak ve gerekirse ışıkları açık bırakarak uyumasını sağlamaktır. Yani sağlıklı bir birey farklı benlik durumlarını ne zaman, nasıl, ne derece kullanacağını bilmelidir.
Benlik durumları arasındaki sınırlar çok katı ya da çok geçirgen ise sağlıklı bir ruh halinden bahsedilemez. Toplumsal çevreyle ve kendi içinde çatışma yaşanabilir. Anne-baba benlik egemen hale gelirse kişi yargılayıcı, otoriter, dediğim dedik, asık suratlı, hoşgörüsüz biri olabilir. Yetişkin benliğin hâkimiyetinde ise bir robot mekanikliğinde, mantıklı, mizahi yanı olmayan, tatsız tuzsuz bir insan ortaya çıkar. Birey, sadece çocuk benliğini kullanırsa bencil, yalnızca kendiyle ilgilenen, toplumsal ve fiziksel gerçeklerden uzak biri haline gelir.
Ayrıca, “kimse beni sevmiyor”, “tüm şanssızlıklar beni buluyor”, “hak ettiğimi hiçbir zaman alamıyorum”, “insanlara güven olmaz”, “sırrını kimseye açmayacaksın” gibi güvensizlik ve olumsuzluk içeren duygu, düşünce ve inançlar ana baba benlik ve çocuk benlik durumlarının yetişkin benlik durumuna bulaşmasından kaynaklanan etkilerdir.
İletişim sırasında, duruma uygun benlik durumunu kullanmadığımızda iletişim çatışması kaçınılmazdır.
Psikiyatrist Filiz Uluhan, 2014 Antalya
Antalya Psikoterapi Merkezi