Hastalık Kaygısı Bozukluğu, Hipokondriyazis
Herhangi bir bedensel hastalık bulunmadığı halde vücuttaki belirtileri yanlış yorumlayarak, ciddi bir hastalığının olması ya da olacağıyla ilgili yoğun kaygıyla oluşan bir psikiyatrik hastalık, hipokondriyazis ya da hastalık kaygısı bozukluğu olarak isimlendirilir.
Halk arasında “hastalık hastalığı” olarak bilinen hipokondriyazisin en büyük problemi bitmek tükenmek bilmeyen bedensel şikayetlerdir.Kişi baş ağrısı ,sırt ağrısı, çarpıntı, terleme, öksürük, şişkinlik, adet dönemlerinde sancı, kabızlık ve cinsel isteksizlik gibi belirtileri ciddi algılayarak önemli bir hastalığın belirtisi olduğuna inanır. Sık sık nabız kontrol ederek, tansiyon ölçtürür. Yeterli düzeyde tıbbi tetkikler ve muayenenin yapılmasına rağmen, hastalıkla ilgili kaygılar ve inanışlar devam eder. Tıbbi değerlendirmeler kişiyi tatmin etmez.
Hastalık kaygısı yaşayan kişi, tedavinin ve ilaçların yan etkilerinden çabuk etkilenir. Bu hasta grubu psikiyatriste gitmeden önce birçok doktora gider. Çünkü sorunun psikolojik olduğunu kabul etmekte güçlük çeker. Sürekli doktor değiştirme davranışında bulunur. Bu yüzden kendini onaylayabilecek doktor arayışına devam eder. Hastalık endişelerine dair sosyal destek alma ihtiyacını, onaylanma davranışıyla sağlar.
Genellikle sosyal destek yetersizliği hastalık kaygısının gelişmesine zemin hazırlar. Hastalık hakkında çok fazla araştırma yapar. Araştırmalarının sonucuna göre kendi kendine teşhis koyma eğiliminde bulunabilir. Hatta teşhis konusunda doktorlarla bilgi yarışına girebilir.
Hastalık kaygısı iki türden oluşmaktadır. Bakım arayan tür sık sık doktora giderek tetkik yaptırma davranışı gösterirken, bakımdan kaçan tür ise ya hiç gitmez ya da seyrek olarak sağlık kontrolüne gider.
Yapılan çalışmalarda erken çocukluk döneminde gelişen bağlanma stillerinin, hastalık kaygısı oluşumuyla ilişkili olduğu belirtilmiştir. Çocukluk döneminde ebeveynler ve yakın çevre ile olan iletişim, kişinin ileriki yaşamını etkilemektedir. Özellikle kaygılı ve güvensiz bağlanma, hastalık kaygısı ve buna ilişkin açıklanamayan tıbbi belirtilerin oluşmasına neden olmaktadır. Hastalık kaygısı yaşayan kişinin doktorlardan onay arama davranışının temelinde güvensiz bağlanma ve sağlığa dair kaygılarını başkalarından destek sağlayarak azaltma eğilimi bulunmaktadır.
Hastalık Kaygısı Bozukluğunun Nedenleri:
Yapılan araştırmalarda, biyolojik, psikolojik ve çevresel olmak üzere birçok faktörün hastalık kaygısı gelişimine neden olabileceği belirtilmiştir.
*Genetik faktörünün hastalık kaygısı gelişiminin bir nedeni olabileceği belirtilmiştir. Fakat çevresel faktörlerin daha etkin bir öneme sahip olduğu vurgulanmıştır.
*Düşük benlik saygısı.
*Suçluluk duygusunu ifade etme biçimi.
*Hasta rolünün kişiye sağladığı ikincil kazançlar.
*Travmatik yaşam deneyimleri.
*Çocukluk dönemi hastalıkları.
*Travmatik cinsel birleşme.
*Kişilik yapısı (özellikle yüksek nörotisizm ve içedönüklük) hastalık kaygısı bozukluğunun (hipokondriyazis) nedenlerindendir.
DSM 5 Tanı Kriterine göre Hastalık Kaygısı Bozukluğu
*Ağır bir hastalığı olduğunu ya da olacağını düşünüp durma.
*Bedensel belirti yoktur ya da varsa bile ağır değildir. Başka bir hastalık durumu çıkma olasılığı yüksekse (örn. güçlü bir aile öyküsü varsa), bu konuda düşünüp durma açıkça aşırı bir düzeydedir ya da orantısızdır.
*Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde bir kaygı vardır ve kişi, kişisel sağlık durumuyla ilgili olarak kolaylıkla korkuya kapılır.
*Kişinin sağlıkla ilgili davranışlarında aşırılıklar görülür (örn. hastalık bulguları için vücudunu sık sık tarar) ya da uygunsuz bir kaçınma içindedir (örn. doktora gitmekten ve hastanelerden kaçınır).
*Hastalıkla uğraşıp durma süresi en az altı aydır, ancak korkulan özgül hastalık bu süre içinde değişebilir.
*Hastalıkla ilgili düşünüp durma, bedensel belirti bozukluğu, panik bozukluğu, bedensel algı bozukluğu, takıntı-zorlantı bozukluğu ya da sanrılı bozukluk, bedensel tür gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz.
Hastalık Kaygısı Bozukluğunda Ne Zaman Tedaviye Başvurmak Gerekir?
Sağlığınıza dair endişelerinizi kontrol etmekte güçlük çekiyorsanız psikolojik destek almanız gerekir.
Yaşanılan belirtiler zamanla daha da ilerleyerek diğer psikiyatrik hastalıklarla birlikte seyredebilir. Bu yüzden stresle birlikte vücudunuzdaki gelişen bedensel değişimlerin farkına varmak ve stresi yönetebilmeyi öğrenmek için psikoterapi ve ihtiyaç durumunda ilaç desteği almanız etkili olacaktır.
Psikolog Funda Buharalı.