Kardeş Kıskançlığı
İki yaşından itibaren oluşmaya başlayan kıskançlık duygusu her yaşta görülebilse de çocukluk döneminde daha yoğundur. Bundan dolayı kardeş kıskançlığı birçok ebeveyne sorun yaşatabilmektedir.
Maddi ya da manevi olarak değer verilip sevilen birini ya da bir şeyi paylaşmaya katlanamamaktan kaynaklanan mutsuz eden duygu kıskançlık olarak tariflenir. Kardeş kıskançlığı en sık rastlanan kıskançlıktır.
Büyük çocuğun yeni doğan kardeşini kıskanması kardeş kıskançlığının en fazla karşılaştığımız türü olsa da küçük kardeşin büyüğü kıskanması da nadir değildir.
Kardeşler arası rekabet, çatışma ve bir miktar kıskançlık doğaldır. Bazen ileri boyutlara ulaşan kardeş kıskançlığı davranış bozukluklarına kadar gidebilir ve psikolojik-psikiyatrik destek gerekebilir.
Yeni gelen kardeş evdeki dengeleri değiştiren bir rakiptir. Bakıma muhtaçlığı nedeniyle annenin tüm zamanını alan, diğer aile bireyleri ve misafirlerin ilgi odağı olan yeni aile üyesi, büyük çocuğu doğal olarak rahatsız edecektir. Büyük çocuğun anne babasıyla ilişkisi yeni bir düzene oturacak, kartlar yeniden dağıtılacaktır. Burada dengeyi sağlamak, kıskançlığı pekiştirecek tutum ve davranışlardan kaçınmak anne babanın görev ve sorumluluğundadır.
Çocuğu, ona bir kardeş geleceğine hazırlamak, ilk yapılması gerekendir. Gebelik sırasında kardeşinin olacağı bilgisi mutlaka verilmelidir.
Yaş farkı azaldıkça kardeş kıskançlığı artar. Ebeveynler kardeşler arasında kıskançlığın doğal olduğunu bilmeli, yeni gelen kardeşle ona olan sevgilerinin azalmayacağını, ortadan kalkmayacağını söz ve davranışlarıyla göstermelidirler. Büyük çocuğun varlığını ispatlama çabası ile yaptığı farklı davranışlar tepkiyle karşılanarak, “beni artık sevmiyorlar” düşüncesi pekiştirilmemelidir. Çocuk eskisi kadar sevildiğini ve değer verildiğini görmek ister.
Büyük çocuğun “kardeşimi sevmiyorum” demesini ayıplayıp tepki göstermeyin. “Bu bebek bizi de çok yoruyor, ben de zaman zaman ona kızıyorum” demeniz büyük kardeşi çok rahatlatacaktır.
Yeni bebeğe çocuğun yanında aşırı ilgi göstermeniz, sürekli ondan ve şirinliklerinden bahsetmeniz kıskançlık tohumlarını yeşertecektir.
Anaokuluna başlama ve çocuğun yatak odasını ayırma zamanı kesinlikle yeni bebeğin doğumuyla aynı zamana denk getirilmemelidir. Yeni doğan bebekle rahat ilgilenebilmek için çocuk anneanne, babaanne gibi aile büyüklerine bırakılmamalıdır. Bu durumlar çocuk tarafından terk edilme, uzaklaştırılma, sevilmeme olarak algılanacaktır.
Kardeş kıskançlığında en önemli hususlardan biri de cinsiyet tercihlerinden bahsetmek, bunu çocuğa yansıtmaktır. Çocuk anne babanın kendi cinsiyetinden memnun olmadığını düşünerek kıskançlık yaşanması kaçınılmaz hale gelecek, ileride de cinsel kimlikte sorunlara zemin hazırlanacaktır.
Kardeşlerin birbirlerine zarar vermeyecek derecede didişmelerine müdahale etmemeli, her anlaşmazlıkta hakem ya da hakim rolü alınmamalıdır. Anne baba kardeşler arasında taraf olmamalıdır.
Büyük çocuğa “sen abisin, sen ablasın” diye yüklenmek, küçüğü çalışmaya teşvik etmek için “bak abin-ablan ne kadar çalışkan” veya “kardeşin senden küçük ama aklını daha iyi kullanıyor” gibi kıyaslamalara girmek kıskançlığı körükleyecek hatalı tutumlardır.
Ebeveynler her çocuğun ayrı bir birey olduğunu bilmeli, bireysel farklılıklarını göz ardı ederek aynı tornadan çıkmış muamelesi yapmamalıdır. “Benim çocuğum….yapar, benim çocuğum….dır” yaklaşımı kardeşler arası rekabeti tetikleyecek, kıskançlık yaratacaktır.
İkiz çocuklarda da fiziken birbirlerine ne kadar benzeseler de iki farklı birey oldukları kabul edilmeli, aynı kıyafeti giydirme, aynı oyuncakları alma hatasına düşerek bireyselleşme ve kişilik gelişimleri baskılanmamalıdır.
Bazı çocuklar ise kıskançlığını dışa vurmayıp bebeğe abartılı sevgi ve ilgi gösterirler. Bu anne sevgisini kaybetmeme, annenin kendisinden uzaklaşmaması içindir. Kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak, bebeğin bakımında anneye yardımcı olmak için çırpınır, onu ağlatıncaya kadar öper, kucağına almak ister.
Kıskançlığını açıkça ortaya koymayan çocuklar bazı davranışlar sergileyebilir. Kardeş kıskançlığının belirtilerini şöyle özetleyebiliriz.
1)Çocuk öfkeli, hüzünlü ve üzüntülüdür.
2)İştahı kapanır, az yemek yer, zayıflar, içe kapanır.
3)Parmak emme, altını ıslatma, biberondan yemek yeme, annesinin memesini emmek isteme gibi önceki gelişim evrelerine geri dönüş olur.
4)Kendine ya da eşyalara zarar verici saldırgan, tutum sergileyebilir, huzursuz ve huysuzdur, kolayca sakinleşmez.
5)Uyku düzeni bozulur, sık uyanır, çişi geldiği, korktuğu gibi bahanelerle anne babanın yanına gelir, onlarla birlikte yatmak ister.
6)Evi terk etmek istemez. Okula giderken sorun çıkarabilir.
7)Karın ağrısı, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi fiziksel hastalık belirtileri gösterebilir.
8)Kardeşini yalnız yakaladığı anda canını yakmaya çalışabilir.
Kıskançlık doğal ve insani bir duygu da olsa kardeş kıskançlığının patolojik boyutlara ulaşmaması için anne babalar ne yapacaklarını iyi bilmelidir.
1)Yeni kardeş doğmadan önce çocuk psikolojik olarak hazırlanmalı, onu her zaman her şartta seveceğiniz, sevginizde bir azalma olmayacağı söylenmelidir.
2)“Kardeşin doğduğunda istersen altını temizlerken bana yardım edebilirsin”, “Kardeşini oyuncaklarınla oynatıp oyalayabilirsin” gibi paylaşımcı ve sorumluluk verici davranmanız uygun olacaktır.
3)Çocuğun yanında tüm ilginin yeni doğan bebek üzerinde toplanmasına izin vermeyin.
4)Çocuğun önem verdiği eski giysi ve oyuncakların kardeşine verilmesi olumsuz olabilir.
5)Sen artık abi oldun, abla oldun yaklaşımıyla çocuğunuzun çocukluğunu yaşamasını önlemeyin.
6)Çocuklarınızı birbiriyle kıyaslamayın, birinin yanında diğerini övmeyin.
7)Ebeveyn olarak kendi kıskançlıklarınızı çocuklarınıza fark ettirmeyin. Çocuklar öncelikle sizi model alacak ve taklit edeceklerdir.
8)Kıskanan çocukla nitelikli zaman geçirip, hoşlandığı aktivitelerden mahrum kalmamasına özen gösterin.
9)Bebeğe zarar vermesine izin vermeyeceğinizi açıkça anlatın, kaygı ile panik halinde çocuğu bebekten uzaklaştırmak gibi eylemlerde bulunmayın.
10)Kıskanmasın diye büyük çocuğa her zamankinden hoşgörülü ve tavizkar davranmayın.
11)Çocuklarınız arasında kıskançlık, çatışma hüküm sürse de işin kolayına kaçarak onları birbirlerinden uzaklaştırmak yerine yakınlaştırmaya çalışın.
12)Birbirlerine fiziksel şiddet uygulamadıkları sürece aralarına girmeyin ancak belli kurallarınız olsun. Örneğin, kavga ettiklerinde sorumluyu aramak yerine ikisi de parka gidemeyeceklerini bilsin.
13)Çocuklarınıza küçük yaşlardan itibaren paylaşmayı öğretmeniz kardeş kıskançlığını önlemede çok önemlidir.
14)“Kavga etmeyin, iyi geçinin” gibi öğüt ve emirlerde bulunmak yerine “Ne kadar iyi anlaşıyorsunuz, hafta sonu sinemaya gitmeyi hak ettiniz” gibi yüreklendirici ve ödüllendirici yaklaşımınız onları motive edecek, övgünüzün hakkını vermeye çalışacaklardır.
15)Çocuklarınızı duygusal şantajlarla terbiye etmeye çalışmayın. “Beni üzersen kardeşini daha çok severim” gibi tutumlar kardeşler arasında düşmanlık ve kıskançlık yaratmaktan öte fayda sağlamaz.
16)Bazı çocukların mizaçlarından dolayı daha kıskanç olabileceğini bilin.
Çocuklarınızı ayrı bir birey olarak kabul edip, yaş, cinsiyet ve becerilerine göre görev ve sorumluluklar almalarını sağlayıp, haklarını gözeterek, sevgi ve güven duygusu içinde iş bölümü, dayanışma ve paylaşmaya yönelik tutumlarınız kardeş kıskançlığının giderilmesinde baş rolü oynayacaktır.
Antalya psikiyatri ve psikoterapi merkezi, Çocuk Psikiyatrisi ve Çocuk Psikolojisi, Lara/Muratpaşa/Antalya.
Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan.