Sorunlu Evlilikler
Boşanmayla sonuçlanan evlilikler günümüzde giderek artmaktadır. Ağırlaşan yaşam koşulları evlilik sorunlarını kolaylıkla ön plana çıkarabilmekte, eşlerin birbirlerine toleransları azalmakta, bireyselleşmenin öne çıktığı metropol hayatında biz yerine ben anlayışı hakim olmaktadır.
Flört veya nişanlılık döneminde partnerlerinin hiçbir kusurunu görmeyip, yücelten bireyler, evlilik dönemlerinde, bir müddet sonra eşlerini melek seviyesinden şeytan seviyesine indirebilmektedirler. Kusursuz insan olmadığı gibi hayat ve evlilikte dikensiz bir gül bahçesi değildir. Önemli olan hayattan ve evlilikten memnuniyet anlarımızı daha fazla yaşayabilmektir. Mutlu, mesut ve memnun kaldığımız anlar, hoşnutsuzluk anlarımızdan fazla olduğu sürece problem değildir.
Eşlerin birbirini dinleyip anlamaya çalışması ve birbirlerine katlanabilmesi bir evliliğin yürümesi için şarttır. Zaman zaman çiftler birbirlerinin hareketlerine çok olumsuz anlamlar yükleyebilirler. Bir de iletişim eksikliği söz konusu olursa en küçük bir yanlış yorum ve algılama, ateşe benzin dökmek gibi parlamalara sebep olabilmektedir.
Sağlıklı evliliğin anahtarı, karşıdaki insanın söz ve hareketlerinin anlamanı doğru keşfetmektir. Bir nevi eşler birbirlerinin şifrelerini çözebilmelidir. Eşler birbirlerini gerçekten anlayabildiği sürece, evliliğin sağlıklı yürüme şansı artar.
Düşülen en büyük yanlışlardan biri karşılıklı zihin okumadır. İletişim kurmadan yanlış zihin okumaya bağlı hatalı algı ve yorumlar evliliklerin çatlamasına yol açmaktadır.
İstek ve ihtiyaçlarımızı belirtmeden, karşılıklı susmakla mutlu bir evlilik mümkün olamaz.
Toplumsal aile yapımızdaki en önemli eksikliklerden biri kadınların çoğu zaman konuşmayıp, eşlerinin zihinlerindekini okumalarını istemeleridir. Eşlerinden daha duyarlı ve ince fikirli olmasını isteyen kadınlar, bunu ifade etmeyip sustukça da erkekler kendilerinde daha hoyrat ve sinirli davranma hakkını bulmaktadır. Dış dünyada ve iş ilişkilerinde belli düzeyde başarı tatmini yaşayan erkek, şişen egosuyla evde sessizlik, huzur, dinlenmek istemekte, eşine ilgisiz kalabilmektedir. Bütün gün eşini evde özlemle bekleyen kadın, kendisiyle göz iletişimi kurmayan kocası, elinde kumandayla televizyonun karşısına kurulunca hayal kırıklığı yaşamaktadır. Burada erkeklere düşen en büyük görev, hayattaki doyumu sadece iş başarısıyla sınırlandırmayıp aile ilişkilerine gereken önemi vermektir.
Çiftler arası güç savaşları da evlilikleri zedelemektedir. Eşlerden birisinin evin kurallarını tek taraflı belirlemeye çalışması, eşini belli kalıplara uydurmaya zorlaması aile birliğini bozmaktadır. Karşıdaki kişiyi ideal insan haline getirme fikri düşülen en büyük yanlışlardandır.
Evliliklerde "meli", "malı" içeren ifadelerden kaçınarak, tek doğru ve tek yanlış gibi saplantılara girilmemeli, onun bakış açısı-benim bakış açım anlayışı benimsenmelidir.
Eşlerin aralarındaki bir konuya üçüncü kişilerin müdahil olmasına izin vermek yapılan hatalardan biridir. Olgun bir evlilikte, kişinin en yakınındaki insan eşi olmalıdır. Bu evlenen kişinin anne-babasıyla, kardeşleriyle, dostlarıyla hayatına dair şeyleri paylaşmayacağı anlamında değildir. Ama bir takım mahrem konular eşler arasında kalmalı ve başkalarıyla paylaşılmamalıdır.
Herhangi bir evlilik sorununda bireyler tüm sorumluluğu tek başına yüklenmeye kalkmamalı, evliliğin iyi günlerindeki mutlu günlere özlem duyan bir yaklaşımdan kaçınarak objektif bir değerlendirme yapmalıdır.
Unutmayınız ki, evlilik sorunları sadece size mahsus değildir. Buna benzer problemlerle birçok çift karşılaşmaktadır. Önemli olan sorunu kabul etmek ve profesyonel yardım almaktır. Aile danışmanlığı, çift ve evlilik terapileri sorunun çözümünde rol oynarlar.
Başlıca Evlilik Sorunları:
1- Cinsel problemler
2- Öfke kontrol sorunları....Tartışma sırasında duygulara hakim olamayıp, patlayıp, öfkenin sizi ele geçirmesine izin vermek karşılıklı iletişim ve anlaşmayı engeller.
3- Bencil olmak....Bireyler kendi için düşündüklerini eşleri içinde düşünebilmelidir. Ben değil, biz olabilmek önemlidir.
4- Dürüst olmamak....
5- Şaka dozunu aşıp, sataşma noktasına getirmek....
6- Eşe karşı saygısızlık....
7- Eşe özensiz davranmak, onu dinlememek....
Bu ve bunlara benzer birçok sorun evliliklerde huzuru kaçırabilmektedir. Önemli olan, eşlerin kendi durumlarına uygun problemi belirlemeleridir. Hedef, evlilikteki sorunun nedenini saptamak ve bu durumun kim tarafından sorun olarak algılandığına karar vermektir.
Evlilik sorunlarının çoğu, bireyin kişisel özellikleriyle direkt bağlantılıdır. Eşlerin kişilik yapıları, geçmiş yaşantı ve hayat deneyimleri ne kadar birbirine yakınsa, o evliliğin rayında gitme olasılığı o kadar kuvvetlidir.
- Boşanmış ebeveynlere sahip olan
- Evlilik öncesi birlikte yaşayan
- Boşanmayla sonuçlanan bir evlilik geçirmiş olan
- Çok erken yaşta evlenen
- Evlilik öncesi birbirini hiç tanımayan
- Maddi sıkıntıları olan
- Din ve kültür farklılıkları olan
- Kişilik özelliği olarak patolojik savunma mekanizmalarını kullanma alışkanlığı edinmiş bireylerin, evliliklerinde daha sık sorun yaşadıkları görülmüştür.
Bu etkenlere direkt müdahale zordur ve bir kısmı bireylerin kendi elinde değildir. Bu nedenle bunlara evlilikteki statik risk faktörleri denir.
Dinamik risk faktörleri ise ilişkide bir tarafın diğerine nasıl davrandığı, nasıl iletişim kurduğu, ilişki hakkında ne düşündüğüyle ilgilidir.
- Anlaşmazlıkları bütünlük içinde, takım olarak ele alamamak
- Farklı fikirlerde iletişim kuramamak
- Önemli konularda farklı tutumlara sahip olmak
- İnanç ve inanışları beraberce yaşayamamak
- Bireylerin birbirlerine karşı bağlılık ve sorumluluk eksikliği
- Karşı tarafı aşağılayıcı, görmezden gelici tartışma ve davranışlar
gibi dinamik risk faktörleri karşılıklı düşünme, konuyla ilgilenme ve biraz çaba ile üstesinden gelinebilir problemlerdir.
Tarafların ortak çabasına bağlı iyi bir iletişim sorunların çözümünde ilk basamaktır. Biraz gayret ile karşılıklı olarak birbirlerinin ihtiyaçlarını anlamak, çözüm kapısını açabilir. Önemli olan buna niyet edip, birbirine saygı gösterebilmek, dinleme ve empati yapabilmektir.
Evlilik Terapisi Antalya, Antalya Aile Danışmanlığı.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Muratpaşa/Antalya.