Kişiler Arası Psikoterapi
Semptom ve zaman sınırlamalı bir psikoterapi yöntemi olan kişiler arası psikoterapi, Gerald Klerman ve Myrna Weissman tarafından geliştirilmiş olup, yetişkinlerde tek kutuplu ve psikotik olmayan depresyonu tedavi eden bir tekniktir.
Depresyondan başka bipolar bozukluk, bulimia, aşırı yeme bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, ergen sorunlarında da kişiler arası psikoterapi kullanılabilir.
Kişiler arası psikoterapide depresyona yol açan dört problem alanı; üzüntü, kişiler arası anlaşmazlıklar, rol geçişleri ve kişilere bağlanma zorluğu olarak tanımlanır. Kişilik faktörlerinin depresyondaki rolü inkar edilmese de zaman darlığından dolayı bu yöntemde kişiliğin köklü yönlerine girilmez.
Klerman ve arkadaşları kişiler arası psikoterapi bağlamında depresyonu kavramsallaştırırken, tıbbi bir model doğrultusunda hastanın teşhisinin konmasını, devamında ise depresyon eğitimi, depresyonun bir pnömoni, bir ülser gibi tıbbi bir rahatsızlık olduğu, hastalığın hastanın hatası veya başarısızlığı olmadığı vurgusunun yapılmasını önerirler.
Kişiler arası psikoterapide kabul edilen dört kişiler arası problem sahası vardır.
- Önemli birinin ya da evcil bir hayvanın ölümü gibi bir nedene bağlı yas.
- Aile üyeleriyle, arkadaşlarla, yaşıtlarla, komşularla, iş arkadaşlarıyla gizli ya da aleni uyuşmazlık.
- Boşanma, askere gitme, yeni bir eve taşınma, yeni bir çocuğun doğumu, aileden birinin ciddi bir hastalık hali, üniversiteye başlama, işsiz kalma gibi bir rol geçiş hali.
- İlişki başlatma veya sürdürme konusunda zorluğa yol açan, sosyal izolasyona yol açan kişiler arası ilişki yetersizlikleri.
Danışanlarda çok çeşitli problemler bulunsa da, terapi düzenlenirken bir veya en çok iki problem sahası hedef olarak alınır. Başta depresyon olmak üzere yaşanan sıkıntılı dönemi atlatmak için hastanın hayatında var olan bütün kişiler arası problemlere yönelmeye gerek yoktur.
Bu psikoterapi yönteminde sınırlı süreç gündemde olur ve ilk etapta tedavinin uzunluğu saptanır. Birçok olguda birbirini izleyen 12 ila 16 haftalık seanslar yeterli olacaktır. Böyle bir hedef belirlenmesi danışanda iyileşmeye dair açık ve olumlu bir beklenti, hareketlenme ve iyimserlik sağlar.
Depresyon ve diğer ruhsal bozuklukların tedavisinde problemi tetikleyen semptomların azaltılmasına odaklanılması ve mevcut zamandaki kişiler arası sorunlara değinilmesi, kişiler arası psikoterapiyi, daha geleneksel bir anlayışa sahip olan psikanalitik ve dinamik psikoterapilerden ayırmaktadır. Kişiler arası psikoterapide danışanın psikolojik sorunları içsel bir çatışmanın sonucu ya da belirtisi olarak değerlendirilmez. Doğrudan danışanın mevcut anlaşmazlıklarına, hayal kırıklıklarına, kaygılarına ve arzularına odaklanılır. Terapinin ağırlıklı çalışma seviyesi bilinç ve ön bilinç seviyeleridir.
Kişiler arası psikoterapi, zaman sınırlamalı diğer bir psikoterapi şekli olan bilişsel davranışçı terapiden de oldukça farklıdır. Burada ve şimdi yaklaşımıyla ilgilense, aynı teknikleri kullansa da ev ödevleri yoktur, daha önceden belirlenmiş uygulamalarla alternatif düşünce örüntüleri geliştirmeye girişmez. Bunun yerine hastaların depresyonu tetikleyen semptomlarını ortaya çıkaran ve sürdüren uyumsuz iletişim örüntülerinin ortaya çıkarılması ve değiştirilmesine odaklanır.
Kişiler arası psikoterapi hamilelik ve doğum sonu depresyonu, çocuk ve ergen depresyonları, erişkin depresyonları, distimik bozukluk ve bipolar bozukluk tedavisinde önerilmekte, yeme bozuklukları, madde bağımlılığı, kaygı bozuklukları, sınırda kişilik bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğunda da yararlı olmaktadır.
Bireysel terapiye yönelik geliştirilen kişiler arası psikoterapi, grup terapileri ve telefonla terapiye de uygundur.
Kişiler arası psikoterapi, kişilik özellikleri ve bozuklukları üzerinde yoğunlaşmaz. Bunun bir sebebi depresyondayken kişilik patolojisini tespit etmenin zorluğu, bir sebebi de uzun süreli psikoterapi yapılmayacağı için kişiliğin yeniden yapılanmasının mümkün olmadığıdır. Her şeye rağmen kendini ortaya koyma, insanlarla yüzleşme ve öfkenin ifadesi gibi kişiler arası becerileri uygulama konusunda kişilik değişimini etkileme kadar iyi sonuçlar alınır.
Kişiler arası psikoterapide temel kuram, bireylerin diğer insanlarla ilişki kurma yollarını geliştirerek mevcut semptomları ve kişiler arası işleyişi iyileştirmektir. Duygulanım dili burada çok önemlidir. Duygulanımın nasıl nakledildiği (sözlü veya sözsüz) kişiler arası terapinin özünü oluşturur. Sonuçta bütün ilişkilerin her ne pahasına olursa olsun sürdürülmesi asla planlanmaz.
Kişiler arası psikoterapide terapist oldukça aktiftir. Sorular sorar ve özellikle ilk seanslarda çeşitli yorumlar yapar. Yönlendirici olsalar da , kuralcı davranmazlar.
Esasen, psikotik olmayan, tek kutuplu depresyonun tedavisi için geliştirilen kişiler arası psikoterapi, yetişkinler için on altı, ergenler için on iki seans olarak düşünülür. Tek kutuplu depresyon yanında hamilelik ve doğum sonrası depresyonlarında, distimilerde, travma sonrası stres bozukluklarında, bulimia nervosada, madde bağımlılıklarında da tedaviden olumlu sonuçlar alınmaktadır.
Özetle, kişiler arası psikoterapinin ne doktrin ne kural olduğunu, terapistlerin, terapiye şekil veren ve hastanın ilerleme kaydetmesini ve belirtilerinin azalmasını sağlayan kısa vadeli bir sistemde birçok terapötik araçtan yararlanan bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.
Psikiyatrist Antalya, Lara, Muratpaşa.
İletişim için Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezimizin 3114433 numaralı telefonunu arayabilirsiniz.
www.antalyapsikiyatri.com ve www.psikoterapi.pro web sitelerimizden de psikoterapi ve ruhsal bozuklukların tedavisi ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz.