Hipnozda Telkin Verilmesi
Hipnoterapide tedavinin özünü telkinler oluşturur. Hipnoterapist, telkin ile kişideki bilinçdışı potansiyelleri açığa çıkararak değişimi sağlamaya çalışır.
Telkin asla ikna etme, bir şeye razı etme olayı değildir. Çünkü telkinde mantıklı karar verme süreci ve kişisel doğruyu bulma arzusu yoktur. Amaç yerleşik inanç ve davranışlarımızda olduğu gibi eleştiri süzgecinden geçirmeden doğrudan cevabı elde etmektir. Telkini kabul edip etmemek, yani iyileşmeyi isteyip istememek ise bilinçdışınızda yatmaktadır.
Telkinler hipnoz sırasında çoğu kez sözel olarak verilse de cümledeki vurgu ve tonlamalar, cümle dışındaki mimik ve hareketlerle de telkin verilebilir.
İki tür hipnotik telkin bulunur. Dolaysız (direkt) telkinler en kolay telkin yöntemidir. Doğrudan semptomu hedefleyen direkt telkinler, etkisi sınırlı ve otoriterdir. ‘’Baş ağrısı geçsin’’ gibi bir telkini dolaysız telkine örnek verebiliriz.
Dolaylı telkinlerde ise örtülü bir yaklaşımla hedefe ulaşılır. Bir ima, saklama söz konusu olsa da kelimeler gerçek anlamlarında kullanılmalıdır. Dolaylı telkinler otoriter değil, hoşgörülü, semptomdan ziyade içsel deneyim ve fikirleri değiştirmeye yöneliktir. ‘’Kendini yemyeşil bir orman içinde kuş seslerini dinlerken rahatladığını hisset’’ demek yerine ‘’Bazı insanlar doğanın ortasında kendilerini huzur içinde hissederler’’ denerek dolaylı telkin verilebilir. Kişi telkin aldığının farkına varmayacak, ancak bir süre sonra olumlu etkiler ortaya çıkacaktır.
Halk arasında sanıldığının aksine hipnotik telkine verilecek yanıt hipnoterapistin elinde değil, doğrudan hastanın kendi elindedir. Birey bilinçdışıyla telkine cevabı vermektedir. Bu cevap kişinin kendisinin olaya inancı doğrultusunda olumlu veya olumsuz olacaktır. İnançlar zorlandığında ya da hasta kendisinin ikna edilmeye çalışıldığını fark ettiğinde iletişim etkisiz hale gelecek, hipnoz otomatikman sonlanacaktır.
Bir hipnoterapi seansında işlevlerine göre beş grup telkin kullanılır.
1)Hipnoz öncesi telkinlerle kişinin direnç durumu açığa çıkarılır. ‘’Gözünü kapat, elini yumruk yap’’ gibi komutlara ‘’neden?’’ diyen bir hasta hipnoza hazır değildir.
2)Bu aşamada indüksiyon telkinleri ile hipnozun ilk safhası olan letarji dönemine giriş sağlanır. Üç kelime hipnozu gibi teknikler indüksiyonda kullanılır.
3)Sayı ve harflerin unutturulması, vücutta gezinti tekniği gibi yöntemlerle derin hipnotik trans sağlanmaya çalışılır. Bunlar derinleştirme telkinleridir.
4)Katalepsi veya somnanbülistik safhaya giren hastaya tedavi edici telkinlerin verildiği dönemdir. Doğrudan telkinler veya metafor ve anekdotlar içinde verilen dolaylı telkinlerle tedavi sağlanır.
5)Bazı hipnoterapistlerin ise kendilerine has yöntemleri vardır. Hiçbir gruba girmeyen bu telkinler diğer telkin yöntemleri olarak sınıflandırılır.
Hipnoz uygulamalarında verilen telkinler üç safhada etkilidir.
1)Tedavi için ilk görüşmeye gelen hastaya henüz iletişim safhasında verilen telkinlerdir. Bunlara prehipnotik telkinler denir. Hastanın bilinçdışına iyileşeceğine, ona yardım edileceğine dair mesajlar iletilir.
2)Hipnozu sağlamak, derinleştirmek ve değişimi sağlamak için kullanılan, hipnoz anında görülen her durum ve hareketi sağlayan komut ve telkinlerdir. Bunlar intrahipnotik telkinler olarak isimlendirilir. Hipnoz sırasında kişi verilen telkinleri kendince değerlendirecek, uygun gördüklerini benimseyecektir. Hastanın zihinsel denetimi kaybolmadığından isteği dışında bir şey yaptırmak mümkün değildir.
3)Hipnoz seansı sonlanmadan verilen, bir sonraki seansa ya da tedavinin devamına yönelik telkinlere ise posthipnotik telkinler denir.
İyi bir telkinin özellikleri ve telkin verilirken uyulması gereken kurallar şunlardır.
1)Dikkat nokta, ses, duyum, sarkaç, nesne, imaj gibi bir yere odaklandırılmalıdır.
2)Telkine güçlü bir duygu eklenmelidir.
3)Bir telkinden aniden diğerine geçilerek hastada şaşkınlık yaratılmalıdır.
4)Telkin yumuşak, fısıltı şeklinde bir ses tonuyla monoton, ahenkli, kendinden emin ve otoriter bir tarzda verilmelidir.
5)Telkinde mecazi kelimeler kullanılmamalı, kısa, basit ve anlaşılır cümleler kurulmalıdır.
6)Telkin sözcükleri 4-5 kez tekrarlanmalıdır.
7)Bazen telkin verilmesi sırasında abreaksiyon adı verilen gülme, ağlama, korku, kızgınlık gibi nöbetlere girilebileceği bilinmeli, hipnoterapist bu durumlara hazırlıklı olmalıdır.
8)Her hastanın eğitim ve kültür seviyesi, yaşı, kişilik yapısı, hobileri, psikolojik sorunları göz önüne alınarak, her hasta için özel yapılandırılmış telkin kalıpları kullanılmalıdır.
9)Hipnoz seanslarında dirençle karşılaşıldığında hastanın psikolojik sorunlarının çok fazla olabileceği, hipnoza karşı kuşkularının giderilmediği ve danışan/terapist iletişiminde bozukluk olabileceği hatırlanmalıdır.
Antalya Hipnoz Merkezi, Hipnoterapi Antalya, Psikoterapist ve Hipnoterapist Filiz Uluhan.