Hipnoz ve Hipnoterapide Klinik Yaklaşım
Hipnoterapi almayı planlayan birçok danışanın ilk anda aklına gelen, ilk görüşmede hipnoza girip çıkıvermek ve hızla tedavi olmaktır. Fakat hipnoterapiye gelen danışanın da herhangi bir hastalıkta ya da psikoterapi öncesinde olduğu gibi ayrıntılı bir öykü ve psikolojik muayeneye ihtiyacı vardır.
Hipnoz öncesi değerlendirmede hastanın geçmişiyle ve problemin seyriyle ilgili detaylı bilgiler alınarak psikolojik tanı oluşturulur. Tanı koyarken amacımız sadece danışanın patolojisini saptamak değil, güçlü yönleri ve başa çıkma becerilerini de saptayarak tedaviyi doğru biçimde planlamaktır. Sağlam bir zemine oturtulmadan yapılacak hipnoz, transı yaşamaktan öteye gitmeyecektir.
Psikoterapist/hipnoterapist genellikle birkaç basit soru ile sizin hipnozla ilgili yaklaşımınızı, motivasyon ve beklentilerinizi öğrenecek, ikinci aşamada hipnotik yatkınlığınızı belirleyecektir. Herkesin hipnotize edilmesi mümkün olsa veya en azından hipnoz alabilecek kadar eğitim verilebileceği öne sürülse de, hipnoz ve hipnoterapiden en çok yararlanacak danışan grubu hipnotik yatkınlığı yüksek ve orta olanlardır.
Hipnoza yatkınlığı test etmek için standardize laboratuvar ölçekleri veya standardize olmayan klinik değerlendirme prosedürleri kullanılır. Hipnoterapistler kendilerince en uygununu seçebilirler. Stanford Hipnotik Yatkınlık Ölçeği, Harvard Grup Hipnotik Yatkınlık Ölçeği gibi laboratuvar ölçekleri bulunmaktadır. Laboratuvar ölçeklerinin en büyük dezavantajı, hastaların klinik değişim yaşaması için gerekli olan teşvik edici nitelikten yoksun olmalarıdır. Klinikte göz kapanmasına ve kol kaldırmaya yönelik pratik uygulamalara ise sıklıkla yer verilir.
İyi bir klinik değerlendirme ve danışana öz yetkinlik hissini kazandırma hipnoterapiyi başarıya ulaştıracak temel adımlardır. Bu amaçla;
1)Hipnoterapist sizinle ilgi alanlarınızı ve faaliyetlerinizi kapsayan bir görüşme yapacaktır.
2)Danışanın hipnozla ilgili beklentileri öğrenilecek, transla ilgili tahmin ve kafasındaki hipnoza ait kavramlar sorulacaktır.
3)Hipnoz indüksiyonu sırasında hastanın kendini rahatlattığını söylediği konular ve transı tarif ederken kullandığı ifadelerle derinleştirme telkinleri verilecektir.
4)Mıknatıs, kol düşürme, kol kaldırma gibi kolaydan zora doğru giden ve hastaya meydan okumayan ideomotor telkinler verilecektir.
5)Danışanla terapist arasındaki iletişimi geliştirmek üzere tasarlanmış açık telkinler verilecektir.
6)Birkaç tane yansıtmalı fantezi telkini kullanılacaktır.
7)Canlı bir hayal veya hipnozla ilgili bir rüya telkin edilecektir.
8)Daha sonraki translara daha hızlı girip çıkmaya yönelik telkinleri de içeren post-hipnotik telkinlerle seans sonlandırılacaktır.
Hipnoterapi yaklaşımları:
Her biri spesifik bir psikoloji kuramına karşılık gelen dört hipnoterapi yaklaşımı danışanın problemine göre seçilir.
1)Semptomatik hipnoterapi:
Odak noktası semptomlar ya da alışkanlıklar olan kısa süreli hipnoterapidir. Kuramsal temelinde öğrenme kuramı vardır. Psikosomatik hastalıklar, nevrotik bozukluklar ve sigara bağımlılığı gibi alışkanlık bozukluklarında tercih edilir. Semptomu hafifletmeye, yok etmeye, transfer etmeye veya yerine başka bir şey koymaya yönelik dolaylı ya da dolaysız telkinler kullanılır.
2)Destekleyici hipnoterapi:
Ego psikolojisini temel alarak ego güçlendirici olarak kullanılır. Danışanın gevşemesi ve rahatlaması, öz yetkinlik ve özgüvenini kazanması, bağımsızlığı teşvik edilir. Dolaylı ya da dolaysız gevşeme, özgüven arttırımı, bağımsızlık ve sağlığa yönelik telkinler verilir.
3)Dinamik hipnoterapi:
Hipnoanaliz olarak isimlendirilen bu yöntemde psikanalitik kuramlardan yararlanılır. Hastanın derin dinamiklerine psikanalizden daha hızlı ulaşılır. Hipnoz sırasında hastanın semptomlarının sembolik anlamlarını anlamasına yardımcı olunur. Bilinçdışı öğeler hipnoz ile farkındalık düzeyine çok daha kolay çıkabilmektedir. İmgeleme ve fantezi, hipnotik rüya, duygu büyütme, yaş geriletme, ideal kendilik tekniği ve ego güçlendirici post hipnotik telkinler uygulamanın temel yöntemleridir. Kişilik bozuklukları, nevrozlar, psikofizyolojik belirtiler ve travma sonrası stres bozukluğunda etkili biçimde kullanılabilir.
4)Gelişimsel bozukluklara uygulanan hipnoterapi:
Uzun süreli bir hipnoterapi yöntemi olup nesne ilişkileri, kendilik psikolojisi, duygulanım gelişimi gibi kuramlardan yararlanılır. Şizofreni, borderline ve patolojik narsizm gibi bozukluklarda özellikle tercih edilir.
Tüm bunların ışığında hipnoterapistiniz yukarıdaki yöntemlerden size en uygununu seçecek, ayrıca bireysel, grup veya aile hipnoterapisi seçeneklerinden birine yönelecektir. Muhtemelen bunlardan biri otohipnoz eğitimiyle de desteklenecektir. Otohipnoz ile danışanın sorumluluk duygusu pekiştirilmekte ve terapi sonuçlarının kalıcı olması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Çocuklarda hipnoz:
Çocuk hipnoterapisi 1980’li yıllardan itibaren büyük gelişim göstermiştir. Hayal dünyaları çok geniş ve çoğu kez hayal ortamında yaşayan çocuklarda hipnoz ile kısa sürelerde büyük başarılar elde edilebilir. Çocuk hipnozunda en temel öğe imgelemedir.
Öğrenme güçlükleri, davranış bozuklukları, öfke nöbetleri, saç çekme, tırnak yeme, uzun süreli parmak emme, fobiler (okul korkusu, iğne fobisi, hayvan fobileri gibi), utangaçlık, kabus ve uyurgezerlik, kekemelik, altını ıslatma, tikler ve yeme bozuklukları gibi çocukların birçok psikolojik sorunu hipnoz ile çözülebilir.
Hipnozla ilgili sorularınız için Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniğimizin 3314433 numaralı telefonunu arayabilirsiniz.
Hipnoz ve Hipnoterapi Kliniği Antalya, Psikiyatri Uzmanı ve Hipnoterapist Filiz Uluhan.