Hipnozun Stres ve Anksiyete Bozuklukları Tedavisinde Kullanımı
Hipnoz, stres ve kaygı bozukluklarının tedavisinde uygulanan yöntemlerin yanında ek bir metot olarak kullanıma uygundur.
Stresi psikolojik ve/veya fizyolojik bir sıkıntı yanıtından ziyade bu sıkıntının ortaya çıktığı süreç olarak tanımlamak gerekir. Stres sürecinden kaynaklanan sıkıntı yanıtı ise bireye göre farklılıklar gösterir.
Stres dozunda olduğu sürece problem çözme ve üretkenlik için harekete geçirici bir güçtür.
Birisi için basit ve sıradan olan bir problem, başka birisi için bir tehdit gibi algılanabilir ve bir stres kaynağı olabilir.
Yaşanılan durumun dayattığı gerçek ya da duyumlanan algı kişinin baş etme becerisini aştığında ya da kişi tarafından aşırı olarak değerlendirildiğinde stres süreci bireysel sıkıntı sebebi olabilir ve organik tepkilere yol açabilir. Bu süreç süreklilik arz ederse fizyolojik ve psikolojik denge zarar görebilir.
Strese verilen yanıt hem genetik faktörlere hem de öğrenilmiş davranış örüntülerine bağlı olarak değişmektedir. Stresle başa çıkmada bireysel özellikler, yaşam deneyimleri, problemlere karşı öğrenilmiş baş etme stratejilerinin varlığı, hastanın bunları etkin biçimde kullanma yeteneği ve özgüveni rol oynar.
Stres birçok psikolojik sorun ve psikiyatrik hastalığın oluşumunda ve ilerlemesinde önemli bir etkendir.
Kronik bir tehdit algısı ve bununla baş etmede zorlanma bazı kişilerde anksiyeteye yol açarken bazılarında çaresizlik hisleri doğurarak depresyon nedeni olabilmektedir.
Stresle ve anksiyete bozukluklarının psikolojik tedavisinde psikoterapötik, davranışçı ve bilişsel ilkelere dayanan birçok yöntem kullanılmaktadır.
Psikoterapiler çoğu kez davranışçı ve bilişsel yaklaşımlarla bazen ilaç tedavisiyle birlikte bazen de tek başına stresle baş etme anksiyete bozukluklarında tercih edilmektedir. Bu terapilerde hipnoz ikna edici özelliğinden dolayı tedaviyi güçlendirmektedir. Hipnoz çoğu kez doğrudan psikolojik tedaviyi güçlendirmek için kullanılabilir.
Stres ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde bireye özgü strese yatkınlığı azaltmak hedeftir. Kişilik özellikleri, yaşam deneyimleri, süregelen problemli durumlar göz önüne alınarak kişide bilişsel ve tutumsal değişim sağlanmaya çalışılır.
Psikoterapi sürecinde hasta hangi olayların strese neden olduğunu fark etme konusunda desteklenir, yaşam tarzı değişiklik ve katkılarını belirleme ve bunları yapma konusunda cesaretlendirilip, yaşadığı deneyimlerin sorgulanması sağlanır. Mükemmeliyetçi ve saplantılı kişilik özellikleri törpülenerek bireylerin esnek olabilmeleri öğretilir. Hastalar öz beğenileri ya da öz değerlerinin mükemmel çözümü bulmalarına bağlı olmadığını görebilmelidir. Başarısız ve yetersiz bir çözüm deneyimi bile kararsızlık ve pasiflikten daha iyidir. Kişiler hayatın problemli ve zorlayıcı olduğu gerçekliğini mutlaka kabullenmelidir.
Uzun vadede hastaların verdiği strese bağlı fizyopatolojik tepkiler gevşeme ve egzersiz programları, meditasyon ve hipnoz ile tedavi edilebilir.
Uygun olmayan ya da uzamış uyarılmaların azaltılmasında hipnoz tedavisi etkili bir tekniktir. Hipnoz tedaviyi hızlandırmasının yanında, kendini kontrol duygusunu ve gelecek problemleri çözme kapasitesini güçlendirir. Böylelikle hipnoz ve hipnoterapi stresi önleme sürecinin bir parçası olur.
Stres ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde mevcut tarzının değiştirilmesi önemlidir. Diyet değişiklikleri, spor alışkanlığının kazanılması, alkol, sigara ve diğer madde kullanımlarının bırakılması için gereken kişisel motivasyonu sağlamada hipnoz kullanılabilir.
Normal kaygı, tehdit edici durumlarda koruyucu bir işlev görür ve bu tehdidi aşma motivasyonunu güçlendirir. Patolojik kaygı ise amacını aşmıştır ve herhangi bir amaca hizmet etmez.
Anksiyete bozukluklarının tedavisinde sıklıkla hipnoz destekli davranışçı-bilimsel yaklaşımlar ve diğer psikoterapiler uygulanır. Psikoterapi aşamasında:
1)Kaygı yaratan durum hayal aleminde veya gerçeklikte yeniden yaşatılır.
2)Yüzleştirme neticesi şartsızlandırma ve duyarsızlaştırma sağlanır.
3)Bilişsel olarak yeniden değerlendirme ile tehdit algısı değiştirilir.
4)Stres ve kaygıyı tetikleyen kişisel veya sembolik nesne belirlenir.
5)Kişiye stres veya kaygı bulgularıyla uğraşma ve baş etme yetisi ve stratejileri öğretilir, yeterlilik duygusu kazandırılır.
Anksiyete bozukluklarının en sık görülen ve en yıpratıcı tablolara yol açan panik bozukluğun tedavisinde gevşeme teknikleri ve hipnoz tedavinin en önemli basamaklarındandır. Kendi kendine hipnoz (otohipnoz) teknikleri de panik durumunu azaltma ve kontrol etmede çok etkilidir.
Hipnoz, panik bozukluk hastalarının kaygıyla baş edebilecekleri inançlarını güçlendirmek için de kullanılabilmekte ve güçlenmiş öz yeterlik duygusu hastalığı yenmede basamak olmaktadır.
Ayrıca agorafobi, sosyal fobiler, özgül fobiler ve travma sonrası stres bozukluklarında hipnoz ve hipnoterapi diğer tedavilerin etkilerini güçlendirmekte ve tedavinin bir parçası olarak kullanılmaktadır.
Biz de Antalya Psikiyatri, Psikoterapi ve Danışma Merkezi olarak stresle başa çıkma ve her türlü anksiyete (kaygı) bozukluğunun tedavisinde psikoterapiye ek olarak hipnoz tedavisini tercih ediyor ve başarıyla uyguluyoruz.
Stresten uzak, kaygılarınızdan arınmış mutlu ve huzurlu bir yaşam dileklerimizle…