Çocuklarda Öfke
İstenilenin elde edilememesi, engellenme ve incinme hali, karşılanmayan beklentiler, istenmeyen sonuçlar veya herhangi bir durum karşısında çaresiz kalındığında verilen duygusal bir tepkidir öfke. Bazen ise incinmiş duyguların maskesidir.
Öfke uygun ifade edildiğinde ve kontrol kaybedilmediğinde doğal ve sağlıklı bir duygu olarak kabul edilebilir, bireyi belli seviyede motive edebilir. Kontrol dışı öfke ise ‘’keskin sirke küpüne zarar’’ özdeyişinde olduğu gibi yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Öfke kontrolü, günümüzde ihtiyaç duyulan en önemli psikolojik destek alanlarından biri durumunda artık.
Yediden yetmişe her yaşın sorunu olabilen öfkeyi, bu yazımızda çocuklar bazında ele alacağız. Erken yaştaki çocuklarda öfke nöbetleri tipik olarak 1 yaş civarında başlar ve sıklıkla 4 yaş ile sonlanır. 1-4 yaş arası çocukların neredeyse tamamında zaman zaman öfke nöbeti görülebilmektedir. Okul öncesi dönemdeki çocukların büyük kısmını da bu gruba dahil edebiliriz.
Kızgınlık ve gerginlik ile ortaya çıkan öfke nöbetinde ağlama, somurtma, çığlık atma, tepinme veya kafasını vurma gibi davranışlara rastlanır. Nefesini tutma, vurma, ısırma, tekmeleme gibi eylemler de sık gözlenir.
İlk 4 yaştaki öfke nöbetleri gelişimin normal bir parçası olarak görülmelidir. Kimlik duygusu ve bağımsızlık kazanmaya çalışan çocuk kelime haznelerinin kısıtlı olması nedeniyle kendini yeterince ifade edemez ve öfke nöbetine kapılabilir. Bazen de yorgunluk ve açlık nedeniyle öfke krizine girebilirler. Bunda da ebeveynlerin onları başa çıkabilecek güç ve yeteneklerinin dışında zorlamaları, kendilerini rahat hissetmedikleri ortamlara sürüklemelerinin büyük rolü olmaktadır.
Çocuğunuz öfke krizine girdiğinde;
1)Siz mutlaka sakin kalın.
2)Çocuğun yanında asla bağırıp çağırarak tartışmayın, kontrolünüzü hiçbir zaman kaybetmeyin. Çünkü çocuklar büyüklerini taklit ederler.
3)Çocuk dikkat çekmek veya istediği bir şeyi yaptırmak için öfke nöbetine kapıldığında kendisine ve başkasına zarar vermemesi kaydıyla hareketlerini görmeden gelin. Kucağınıza alarak ortamı değiştirmek en etkili yöntemlerden biridir.
4)Öfke nöbetindeki bir çocuğa akıl vermeye çalışmanın faydasının olmayacağını bilin.
5)Öfke nöbetine giren çocuğun başka birini ısırma, ona vurma ya da başını duvara vurarak kendine zarar verecek eylemlerde bulunmasına asla fırsat tanımayın.
6)Öfke krizleri normal gelişimin bir parçasıdır. Bunun sizin kötü anne baba olmanızla bir ilgisi olmadığını bilerek, kendinizi suçlamayın.
7)İyi bir dinleyici olun, çocukların duygularını dile getirmekte zorlanabileceklerini bilerek onların hazır olmasına zaman tanıyın.
8)Kardeşler arasındaki kavga ve sorunlarda taraf tutmayın. Kontrollü biçimde kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olun.
9)Son sözü çocuklarınızın söylemesine fırsat verin. Tartışmaya son noktayı koymak yerine bazen onu sadece kucaklayarak sımsıkı sarılmanız çok daha etkili olabilir.
10)Öfke, kendini güçsüz ve çaresiz hissetmenin bir işareti olabilir. Çocuklarınızın hayatlarını yönetmek yerine onlara destek olun.
11)Öfke nöbetiyle başa çıkmada nazik ve kararlı biçimde engelleme yapmanız tavsiye edilebilir. Ağzını kapatarak susturmanız, elinden tutarak o ortamdan uzaklaştırmanız doğru taktiklerdir. Ancak şiddet uygulamamalısınız.
12)Çocuk bazen sizi ısrarla bir yöne çekmek isteyebilir. Karşı çıkmayı bırakana kadar o yöne gitmeniz, sonra o karşı çıkana kadar kendi yönünüze çekmeniz, sonra çocuğun kendi yönüne çekmesine izin vererek bir çeşit tahterevalli oyunu oynamanız birkaç dakika içinde çocuğu sakinleştirebilir.
13)Öfke nöbetindeki çocuğa onu sevdiğinizi söylemek, yanında olduğunuzu belirtmek sakinleştirici etki yapacaktır.
14)Sürekli tartışma, nasihat ve azar ile duygu patlamalarını beslemediğiniz sürece çocuğa hayır, dur diyerek onların duygularıyla başa çıkabilmelerine yardımcı olabilirsiniz.
15)Öfke nöbetini duygusal şantaj olarak kullanan çocuğa bunu yutmadığınızı göstermeli, şiddetten uzak durmalı, ancak taviz vermemelisiniz.
16)Çocuklarınızı etkileyen kararlar alırken onların fikirlerini almayı unutmayın.
17)Sakin bir zamanda öfke nöbeti sırasında çocuğun ne istediğini sorarak ona tercihler sunun. ‘’Seni kucaklamamı mı, odana gitmeyi mi ya da sadece beklemeyi mi tercih edersin?’’ gibi.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Lara/Muratpaşa/Antalya.
Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Emine Filiz Uluhan.