Panik Atak ve Mitolojide Pan
Yunan mitolojisi içerisinde geçen birçok Tanrı ve Tanrıçalar, evrende gerçekleşen olayların birer temsilini ifade etmektedir ve birden fazla sembolik anlam taşımaktadır. Bu yazımızda sözü geçen Yunan mitoloji Tanrısı Pan’ın da temsil ettiği kavramlardan yola çıkarak psikolojinin doğa, mitoloji ve sanatla olan ilişkisinden bahsedeceğiz. Ayrıca panik atağı işleyeceğiz.
Pan, Yunan mitolojisinde Arkadia’da kırların, ormanların, çobanların ve sürülerin koruyucu Tanrısıdır. Pan’ın babasının Hermes, annesinin ise Dryops’un kızı olan Nympha olduğu söylenmektedir. Doğumdan sonra annesi bu garip bebekten korkmuş ve onu terk etmiştir. Babası Hermes, onu Olympos’a Tanrıların yanına götürmüştür ve Pan’a Dionysos sahip çıkmıştır. Çünkü Pan, görünümüyle ve tarzıyla diğer Tanrılardan farklıdır. Yarı insan, yarı hayvan şeklindedir. Buruşuk bir çeneye sahip, alnında kocaman iki boynuzu bulunan, oldukça kıllı, vücudunun alt kısmı erkek bir keçiyi andıran ve ayaklarında toynak bulunan bir yapısı vardır. Pan’ın alt vücudu gerçek ve dünyevi olarak kabul edilirken, vücudunun üst kısmı ise ilahi aklı temsil ettiği söylenmektedir.
Ayrıca Pan’ın en sevdiği şeylerden biri de akşama doğru çayırların kenarında oturup, flütünü çalmakmış. Rüstik müzik tanrısı olarak da kabul edilen Pan, flütünü çaldığı sırada bütün peri kızları müziğin etkileyici sesiyle birlikte onun yanına gelir, sabahlara kadar dans edermiş. Bir gün Tanrı Pan, Syrinx adında bir peri kızına aşık oluvermiş. Fakat Syrinx, Pan ile birlikte olmak istemezmiş. Güzel peri Syrinx ile Pan arasında bir kovalamaca başlamış. Syrinx birdenbire önüne çıkan Ladon Nehrine kendini atıvermiş. Suya atladığı yerde su kamışları boy vermiş. Bunu gören Pan, feryat etmiş ve çok üzülmüş. Aşık olduğu peri kızının sürekli yanında olmasını istediği için birkaç tane su kamışını keserek dinleyenleri mutlu eden ve bugün “Pan Flüt” olarak adlandırılan üflemeli çalgıyı yapmıştır.
Pan, flütünün ahenkli ezgileriyle çobanları ve perileri şaşırtmaktan zevk almanın yanı sıra yüksek tepeler, ormanlar ve vahşi kırlarda yabani hayvanların peşine takılarak avlanmaktan da keyif alırmış. Bir de ıssız yerlere çıktığı sırada insanların karşısına birden çıkıp, onları korkutmayı çok severmiş. Hatta dağlarda ağaçların arasından esen rüzgarın çıkardığı o ıslıklar, kayalarda yankılanan o korkunç uğultular Pan’a aitmiş. Dağların tepelerinde otlayan koyunlar ve keçiler bu beklenmedik sesi duydukları anda huzursuzlanırlarmış. Hayvanların huzursuzluklarını fark eden çobanlar sürüye katılır ve onlar gibi kaçışırmış. Pan’ın kırlarda dolaşarak aniden insanları ve hayvanları çığlıklarıyla korkutması sonucu onların panikleyip sağa sola kaçışması, korku atağı olarak bilinen panik atak kavramının oluşmasına yol açmıştır.
Panik Atak Nedir?
Panik atak; belirgin bir neden olmaksızın aniden ortaya çıkan, kısa süreli ve zaman zaman tekrarlayan aşırı panik ya da korku hissettiren nöbetlerdir. Çarpıntı, terleme, kalp hızında artış, titreme, bulantı, baş dönmesi, sersemlik, uyuşma, nefes darlığı, yoğun korku, depersonalizasyon (kendine yabancılaşma) , derealizasyon ( çevreye yabancılaşma) ve gerçek dışı düşünceler gibi fiziksel ve duygusal belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin en az dördünün aynı anda bulunmasıyla birlikte panik atak tanısı konulur. Hatta kişi bu belirtilerin sonucunda “ kalp krizi geçiriyorum”, “çıldırıyorum” ya da “ felç geçiriyorum” gibi yanlış yorumlayarak kötü bir hastalığın belirtisi gibi algılar. Kişi ne ile karşılaşacağını bilmediği için ataklar arasında korku ve beklenti anksiyetesi içerisine girer. Çoğunlukla atak sırasında acil servis ve diğer polikliniklere başvurur. Yaşanılan bu atakların psikolojik olduğunun farkında değildir. Panik atakların en belirgin özelliği, nerede ve ne zaman ortaya çıkacağının belli olmamasıdır. Atağın süresi kişiye göre değişmektedir, hatta aynı kişide farklı zamanlarda da oldukça değişken olabilir.
Kalıtım, kişilik özellikleri, stresli yaşam biçimi, yas, yaşanılan travmatik bir durum, kullanılan bazı ilaç ya da maddeler, beyindeki nörotransmitter dengesizliği ve diğer psikolojik rahatsızlıklar vb. faktörler panik atağın nedenleri arasında olmasına rağmen altta yatan herhangi bir problem olmaksızın da ortaya çıkabilir.
Panik atak tedavisinde hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi birlikte uygulanır. Özellikle bilişsel davranışçı terapi yaklaşımında (BDT), atak sırasında neler yapılabileceği, bu durumla nasıl baş edilebileceği konuşulur ve kişinin kendi atak deneyimlerinden yola çıkarak panik belirtilerin farkındalığı sağlanır.
Psikolog Funda Buharalı.