Şizofreniform Bozukluk
Şizofreniform bozukluk nedir sorusuna, duygudurum belirtileri ve bilinç sislenmesi ile seyreden, ani başlangıçlı, gidişatı iyi olan psikiyatrik bir hastalık olarak yanıt verebiliriz.
İlk kez 1939’da psikiyatrist Gabriel Langfeldt tarafından ortaya konan bu bozukluk, belirtilerin bir aydan fazla fakat altı aydan kısa sürmesiyle şizofreniden ayrılır. Hastalık sonlandığında birey hastalık öncesi işlevsellik düzeyine döner.
Erkeklerde kadınlardan beş kat daha fazla görülen şizofreniform bozuklukta akrabalarda duygudurum bozuklukları olma ihtimali, şizofrenisi olan hastaların akrabalarında olduğundan daha fazladır. Yaşam boyu binde bir görülme olasılığı vardır.
Şizofreniform bozuklukta genel olarak bazı hastalar şizofreniye benzer özellikler gösterirken, bazı hastalar duygudurum bozukluğuna benzer belirtiler verir. Sonlanım çoğu kez iyi olduğundan birçok vaka duygudurum bozukluğu olarak değerlendirilir.
Beyin görüntüleme çalışmalarında elde edilen bulgular şizofrenide ve şizofreniform bozuklukta oldukça benzerdir.
DSM-5 tanı ölçütlerine göre bu hastalık uzun prodramal dönemi olmayan, hızlı başlangıçlı, akut psikotik bir bozukluktur. Birçok hastada atak sırasında işlevsellik bozulsa da mesleki ve sosyal işlevsellikte ilerleyici bir azalma görülmemektedir.
Şizofreniform bozukluk tanısında başlangıçta iki veya daha fazla psikotik belirti bulunması şarttır. Bunlar varsanılar, sanrılar, dezorganize ya da enkoheran konuşma, ileri derecede dezorganize ya da katatonik davranış ve duygusal katılımda azalma veya avolisyon gibi negatif belirtilerdir. Hastalık atağı en az bir ay sürer fakat altı aydan kısadır. Kesin tanı için şizoaffektif bozukluk, psikotik özellikli depresyon ve bipolar bozukluk dışlanmış olmalıdır.
Olağan davranış veya işlevsellikte fark edilebilen ilk değişiklikten sonra dört hafta içinde baskın psikotik belirtiler, konfüzyon veya şaşkınlık, künt veya düz duygulanım yokluğu ve sosyal ve mesleki işlevselliğin iyi olması hallerinden en az ikisi varsa şizofreniform bozukluğun iyi prognoz göstereceğini söyleyebiliriz.
Şizofreniform bozukluğun ayırıcı tanısında öncelikle tıbbi durumlardan kaynaklanan psikozlar akla gelmelidir. Hastanın ilaç öyküsü, özellikle bitkisel ürün kullanıp kullanmadığı sorgulanmalıdır. Madde kullanımı gözden kaçırılmamalıdır. Bir aydan kısa süren belirtiler kısa psikotik bozukluk, altı aydan uzun süren aktif dönemler ise şizofreniye işarettir.
Hastalığın %60-80 oranlarında şizofreniye ilerleyebileceği bilinmelidir. Psikotik tablo altı aydan kısa olsa da birçok hasta ikinci veya üçüncü ataklarını geçireceklerdir. Az sayıda hasta ise tek bir atak geçirip, sağlıklı biçimde hayatlarına devam ederler.
Şizofreniform bozukluğun tedavisinde risperidon gibi antipsikotik ilaçların 3-6 ay kullanımı psikotik belirtileri düzeltir. Hastalar antipsikotik tedaviye şizofreni hastalarından çok daha hızlı yanıt verirler. Tekrarlayan ataklarda lityum, karbamazepin veya valproat gerekli olabilir. Başta belirgin katatonik veya depresyonda olan hastalara EKT uygulanabilir.
Sonuç olarak şizofreniform bozukluğun hafife alınmamasını, hastaların çoğunun tedaviye rağmen şizofreniye ilerleyebileceğinin bilinmesini, hastaların kronik bir sürece hazırlanmasını öneririz.
Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Şizofreni Tanı ve Tedavisi Antalya.